Sincan ve tanklar!

Sincan ve tanklar!

Bugün Gazetesi Yazarı Ali Atıf Bir, 28 Şubat sürecini köşesine taşıyarak içki meselesini tartışmaya açtı

Bilgi Üniversitesi Santral Tesisleri'nde faşizan baskılardan beslenen bir olay yaşandı.

Efes Pilsen'in sponsorluğunda düzenlenen "Efes One Love Festivali"nde yeşil bayraklı hassas vatandaşların baskılarıyla bira yasaklandı.

Üniversite korktu "Beni ilgilendirmez" dedi. Efes Pilsen korktu, sponsorluğunu geri çekti. Birileri korktu içki ruhsatı vermedi, diğerleri koktu içki ruhsatını kullandırtmadı ve "baskıcılar" amacına erişti. Böylece mübarek üç aylarda Eyüp "alkolik şerefsizlerin işgalinden" kurtuldu.

28 Şubat postmodern darbesi yaşanırken bu tür olaylar provokatörlerce yapılıyor ve anımsarsanız "sözde şeriatçılara gözdağı vermek üzere" Sincan'da tanklar yürütülüyordu. O günlerde laikler nasıl mutlu oluyorlardı anlatamam size!

Yakından izlediğimiz üzere şu anda "tank" tehlikesi bertaraf edildi! Dindarlar sudan sebeplerle "konser dinleyip, bira tüketmek" isteyen gençlerin özgürlüklerini elinden alıyorlar, çıtını çıkaran yok!

Dindarlar mutlu, mesut, bahtiyar!

Geçmişte de laikler türbana karşı "ikna odaları" kurulduğunda kıllarını kıpırdatmıyorlardı.

Büyük bir olasılıkla o konsere gidip bira içip konser dinleyecek gençlerin çoğunluğu "ikna odaları" yine kurulsa karşı çıkmaz hatta destek verirler.

Peki hâlâ "ikna odaları" kurulabilir mi? Kim bilir? Demokrasiyi içselleştirmeyen bizler karşısında Sam Amca'nın çıkarı gün gelir "ikna odaları" kurmayı gerektirirse neden olmasın...

Çözüm yok mu peki? Bu karşılıklı faşizan baskılar durdurulamaz mı? Türkiye kendi kendine demokratik bir ülke olabilir mi?

İşte tam burada lider gerekir. Gelecek seçimi değil, ülkenin geleceğini düşünecek lider.

Çıkacak ve elde yeşil bayrak, kutsal kitaptan daha kutsal kitapçı kesilenlere diyecek ki: "Ne istiyorsunuz siz kardeşim? Sizin namazınıza, niyazınıza, türbanınıza karışan mı var? Herkes kendi hayatını yaşasın, başkasının hayatına karışmasın. İsteyen istediği yerde aksırıncaya tıksırıncaya kadar içsin, müzik dinlesin size ne?"
28 Şubatlarda "dindarlara yapılan haksızlıklar" karşısında CHP'li liderler böyle diyememiş aksine destek vermişlerdi. Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü...

Yine keser dönüyor, sap dönüyor. Sizce hesap da döner mi? İnşallah bir lider çıkar da dönmez. Dönerse çok yazık olur Türkiye'ye...

Yeni YÖK Yasası mı?

Yazılanlara göre kapalı kapılar arkasında yeni bir YÖK Yasası'nın yapılandırıldığı konuşuluyor. Kusura bakmasınlar ama atanmış YÖK üyeleri ve rektörler asla üniversiteyi temsil etmiyorlar, bu nedenle de yaptıkları yasa önerisinin de "akademiyi" temsil etmesi mümkün değil.

Rahmetli İhsan Doğramacı askerle anlaşıp şu andaki "ucube" yasayı yapmıştı. "Hükümetlerle" anlaşıp yeni bir yasa yapmak da farklı sonuç doğurmaz. Eğer gerçekten "evrensel ilkelerle" yeni üniversite bir yasası yapılmak isteniyorsa tüm öğretim elemanlarını da içine alan bir tartışma ortam oluşturulsun. Yeter artık!

Çekirgelik

"Para, korkunç bir patrona ve vefalı bir uşağa benzer." R. Landau