Allah, şirkin gayyasında kendini kaybetmiş Mekke toplumuna yeniden tevhit dinini gönderdi. İslam dinini en güzel şekilde tebliğ eden ve uygulamalarıyla örnek olan Hz. Muhammed, (AS) onlarda var olan kendine özgü durumları tamamen yok etmedi. Habeşli kölelerin mescit-i nebevideki kılıç- kalkan oyunu, Allah resulünün temaşasıyla onay aldı. Arap yarımadasında ciddi bir hayat ve kültür tarzı haline gelen şiir, yasaklanmadı. Ama İslam’ın da kaygı duymayacağı ölçülere çekildi.

                İslam, insanların içlerinde yaşattıkları özel ilgi alanlarını yok etmek yerine, kendi şartlarına uydurmayı tercih etmiştir. İslam dünyasında heykelcilik bir sanat dalı olarak görülmemiş, bu konuda mahareti olanlar ise, oymacılık gibi değişik alanlara teksif edilmiştir. Tornadan çıkmışçasına, tüm ümmeti tek kalıba koyup, aynı şey ile gülen, ağlayan, duygulanan veya giyinip kuşanan bir yapı hedeflenmemiştir.

                Kapı gıcırtısını müzik zannedip oynayabilecek bir özelliğe sahip Afrika toplumunu meal esef perişan etmiş bizim yanlış İslam algımız… Müzik ve ritme karşı aşırı duyarlılığı olan bir topluma tüm müzik aletlerini ve çeşitlerini “haram ”gerekçesiyle yasaklarsanız, sonunda ulaşacağınız yer çok da beklediğiniz nokta olmayacaktır.

                Bir dostuma “düğünleriniz nasıl olur?” Diye sordum. “Müslümanlar, düğünlerini camide yapar ve eğlence genelde yapılmaz. Lakin yapanlar da gizlice yaparlar” dedi. Gizli yapılan bu düğün eğlencelerinde hangi müzik kullanılır acaba? Diye sorduğumda asıl dudakları uçuklatan cevap geldi. “Batı müziği kullanılır.”

                “Genç Müslüman kızlar arasında kiliseye gitme veya Hıristiyan olma oranı yüksektir.” Diye acı bir bilgi verdi. Sebebi ise oradaki müzikal ortamın gençleri cezp etmesi… Biz Allah resulünün, Medine’de Müslüman hanımlar için def benzeri bir aletle eğlence düzenlemelerini istediğini biliyoruz. Yani sizin sevmemeniz, hayır demeniz veya yasak koymanız, bazen çok şey ifade etmiyor.

                Hoca efendi kendi mekânında... Yaşı, dünya ile ilgilenmeyecek derecede ileri… Yanına gelip el - etek öpenler de var. Hatta onların söylediğine bakılırsa, ülke de tek sözüne itibar edilen şahıs da kendisi… Bu yaştan sonra bir müzikle uğraşamayacağına göre, bu gençleri de bataklıktan kurtarmanın en kestirme yolu, zinhar yasaklamak. “Sonra bu ihtiyaçlarını nereden karşılarlar? Başkalarının daha büyük yanlışlarına alet olurlar mı?” diye de düşünecek değil.

                Müziği kökten yasakladıkları toplumda kaç Müslüman kızın kiliseye gittiğini hiç duymamışlardır. Kuyu açılışı için bir köye gittik. Kadınlar, kendi aralarında ve bizden uzakta mutluluklarını ifade eden yerel oyunlarını sergilediler. Ben de bize rehberlik eden kardeşe, “Erkeklerinde böyle oyunları ve yerel müzikleri var mıdır?” Diye sordum. “Tabi ki vardır.” Dedi. “O zaman onlar da bunu sergilesinler. İnsanlar, bugün köylerine açılmış bir kuyu sebebiyle çok mutlular. Artık su taşımak için her gün yirmi km yol gitmeyecekler. Neden bunu yapmıyorlar?” Diye sordum. Ne istediğimi anlamıştı ama neden böylesine ucube bir teklifi sunmuş olmamı anlayamayarak garipçe yüzüme baktı. Sanki bir çilingir sofrası istemişim gibi tuhaf gelmişti ona…

                İslam’ın ana çizgileri içerisinde, “kendine özgü” tarz geliştirebilme özelliği asla yok edilmemelidir. Gittikçe daha da küçülen dünyada, özelde Müslümanlar genelde ise tüm insanlığı tek bir kalıta eritip şekil vermek, yapılacak en büyük ihanettir. İslam geleneği içerisinde tek mezhep, tek tarikat, tek anlayış veya tek alim silsilesi çerisinde şekillenecek toplum çok kadük kalır.

                Biraz da mevsimsel şartlardan kaynaklanan Arabistan’a özgü kıyafet modelini “sünnet” diye insanlığa sunmak hayırlı bir girişim değildir. Sanki kendinden başkasını beğenmeyene ve farklılıkları tekfir ederek işe başlayan bir zihniyet gökten düşmedi. Gençlik yıllarımızda bir arkadaş Konya’da sadece iki tane Müslüman olduğunu iddia (!)  etmişti. Geri kalanlar mı? Cümlenin gelen kısmını siz hayallerinizle tamamlayabilirsiniz. Tornacılık, sadece sanayide kullanılırsa iyi bir meslektir de sosyal hayatta işe yaramıyor.