Şule Zeybek: Birand bana en çok gülümseyen haberci dedi

Şule Zeybek: Birand bana en çok gülümseyen haberci dedi

Kanal D haber sunucusu Şule Zeybek, çok özel sorulara yanıt verdi

Bazı insanlar vardır ilk gördüğünüz de kırk yıllık dost gibi kaynaşırsınız ya Şule Zeybek o kategoriden, Saba Tümer'le aşık atacak kadar güzel kahkahaya sahip ender ekran yüzlerinden hafif sert, duygusal özgürlük yanlısı işinin ehli az uçuk kaçık ama tatlı mı tatlı...

Funda Erkoç'un röportajı:

Soyadı gibi ağır, bastı mı titreten bir kadın mısın?

Soyadım gibi.. Bilmiyorum. Ama son yıllarda artan hacmimle ilgili olsa gerek,şu ifadeyi çok sık duyar oldum: "hükümet gibi kadınsın".. Galiba, "eğlenceli" sıfatı bana daha çok uyuyor.

Medya ve kadın ikisi yan yana gelince nasıl zorluklar ortaya çıkar?

Kadın medyada değil, hayatın içinde zorluklarla mücadele ediyor zaten.. hele ki, yaşadığı toplum, baskıcı ise, vay kadının haline.. Düzen çoğunlukla erkek üzerine kurulmuş. Kadının tek gerçek avantajı, anne olabilme özelliği. Medyaya gelince, diğer sektörlere oranla kadının şansı daha yüksek. Ama toplantılarda kadının politik konularda konuşmasından rahatsız olduklarını hissettiğim ekiplerle bile çalıştım ben. Onlara göre kadının alanı sadece kozmetik, estetik ve sağlık olmalıydı. Politika, erkeklerin alanıydı..

Sektöründe kadın dayanışması var mı?

Ben kendi adıma söyleyeyim, toplumsal alanda kesinlikle kadın öncelikli düşünürüm. Ve iki erkek çocuğumu da kadın a ve kadınsal düşünceye saygı temelinde eğitim veriyorum. Ama iş hayatında öncelik, işini iyi yapandadır bence.

Bu da bu işi hakkı ile yapıyor dediklerin kimler?

İşi hakkıyla yapıyor diyenler.. Kendi mesleğimden baktığım zaman İrfan Değirmenci çok iyi. Kesinlikle bir tarzı var. Ve asla kopya değil, samimi. Çok başarılı buluyorum. Birand'dan bahsetmiyorum bile. O bir ekol çünkü. Ve Star sabahtan Seda.. aklıma gelen ilk isimler.. Ama daha pek çok var.

''BU İŞİN 80'E KADAR YOLU VAR''

Ne kadar daha gider haber sunuculuğu?

Haber sunuculuğu, gittiği yere kadar. Dünyanın büyük kanallarında yaşı kemale ermiş insanlar kullanılıyor bu işte. Yüzlerde oluşmuş çizgiler, bir avantaj olarak görülüyor. Çünkü tecrübeyi ifade ediyor. Tecrübe de güvenirlik imajını artırıyor. Bizde de bu konuda aydınlanma belirtileri var. Eskisi gibi dünya güzeli ama okuduğunun farkında olmayan tipler istenmiyor artık. Ne seyirci, ne de televizyon yöneticileri tarafından. Yani yırttık. Bu işin 80'e kadar yolu var

''BRAND BANA 'EN ÇOK GÜLÜMSEYEN' HABERCİ DEDİ''

Ekran önü sert ekran arkası yumuşacık bir kadın neden?

Ekran önü sert.. Bilmem. O kadar sert miyim? geçenlerde Birand bana en çok gülümseyen haberci dedi.. Çok da yumuşak olduğum söylenmez. Ama samimiyim. Ve kahkaha atmayı severim. Hiç de sakınmam. Yayında bile..

Yatağımdaki düşman filmi vardı bilirsin! Senin hiç yatağında düşmanın oldu mu?

İnsanlarla bazen dost, bazen düşman olursun. Bazen seni mutlu ederler, bazen kızdırırlar. İster dışarıda olsun ister yatağında..

Seni en kızdıran soru?

Muhtemelen bu, yukarıdaki soruyu hazırladıktan sonra aklına geldi. Ama kızmadım, üstelik beni en çok güldüren sorulardan biriydi. Hiçbir soruya kızmam. Cevap vermem, olur biter.

 Duygusal mısın gözyaşlarını kime saklarsın?

 Zaman zaman duygusallaşırım. Gözyaşlarımı kimseye saklamam. Her yerde ağlayabilirim. Ağlamak da gülmek de son derece insana özgü şeyler. Utanmam. İmza kızın kitabında imzası olanlardansın "baba" kelimesi senin için ne ifade ediyor?

Baba.. baba.. baba... çok çok çok sevdiğim ve çok beğendiğim bir adam.. İdeal evlilik desem annem ve babamın ki mi diyenlerdensin?

Tecrübeyle sabittir ki; ideal evlilik yok. Anne babamınki de ancak belki ideale yakın olabilir, ideal değil. Ama sabır var. Fedakârlık var. Tolerans var. Ve hatta bazen dudaklarını ısırma pahasına sessiz kalma ya da çaresizlik var. Süren evliliklerde de bunların çoğu kadınlar tarafından yapılıyor. Yani evlilik sürüyor ise bu kadının marifetidir. Ya da çaresizliğidir. Ne dersen artık..

''İNSAN BİR KEZ AŞIK OLMAZ''

Aşkta ne ararsın?

Arayış değil de, benim aşk anlayışımı anlatsam daha doğru olur gibi.. Öncelikle çok iyi bir insan, beni çok seviyor, iyi bir aileden, iyi okullara gitmiş, iyi kazanıyor ya da benimle aynı dinden milletten diye düşünüyorsan aştan uzaksın demektir. Bunları düşünerek evlenebilir insan, ki bu son derece normaldir. Ama aşkta düşünce yoktur, mantık yoktur. Tokat gibi patlar suratında. Acıtır.. Ve aşkın acısı bile çok güzeldir. İnsan sadece bir kez aşık olur tezine de asla katılmıyorum.

Uçuk kaçık hallerim var diyor musun?

Öyle diyorlar. Ben sadece içimden geldiği gibi davranıp, öyle yaşıyorum. Çoğu Vecibeleri yerine getiremesem de inançlı bir insanımdır. Ama kimseyi yargılamam ve kimse de beni yargılayamaz. Üzerimde toplum baskısı hissetmiyorum. Ve hissedersem işte bu beni gerçekten sinirlendirir. Kendi doğrularım ve prensiplerim vardı. Gerisi umurumda bile değildir.

F.E-Motor, hız, özgürlük senin için ifade ettikleri neler?

Motosiklet.. Seviyorum onu.. 18 yaşımda istemiştim, izin vermediler. Sonra aşkım tekrar alevlendi ve ben kendime izin verdim. Hız bir şey ifade etmiyor çünkü trafik kurallarına uyarım.. Ama özgürlük her şey demek. Motosiklet de çok susamışken, buz gibi bir limonata içmek gibi.. Rüzgarın içinden geçmesi gibi.. harika bir duygu..

Bir gün gelecek ......... Sorusunun noktalı yerlerini doldur desem?

Bir gün gelecek.... Ne.. Ben aslında vardım diyecek. ne bileyim.. Hedefleri olan bir insan değilim. Geleceğe ilişkin uzun vadeli planlar yapmam. Anı yaşamayı severim. Hepimiz bir oyunun içindeyiz. Hayat zaten zor ve sorunlarla dolu. Bunların hepsinin oyunun birer parçası olduğunu düşünmek, acıları hafifletiyor. Oyunun keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Mutluyum. Ve evet, kendimi seviyorum..