Tayyar'dan Ahmet Hakan'a mail: Bak Ahmet!
Ahmet Hakan, Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın kendisine yazdığı e-postayı sansürlemeden köşesinde yayınladı.
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, daha önce bir kaç kez programına davet ettiği AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'dan hakaret içerikli bir mail aldı ve Hakan, bugünkü köşesinde Tayyar'ın kendisine yazdığı e-postayı sansürlemeden okurlarıyla paylaştı..
İşte Hakan'ın bugünkü köşesine taşıdığı o mail:
Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'dan bir e-mail aldım.
Aşağıya aynen aktarıyorum. Noktasına, virgülüne dokunmadan...
Bunu şu maksatla yapıyorum:
Bir milletvekilinin bir gazeteciye tepki gösterirken düzeyini nerelere kadar düşürebileceğini göstermek için...
Okuyun...
Ve siz de görün:
Bir milletvekili, hangi seviyede tepki veriyor.
"KALIN KAFALILARIN PROGRAMINA ÇIKMIYORUM"
"KİMDEN: ŞAMİL TAYYAR
TARİH: 13 Aralık 2011 Salı 11.39
KİME: Ahmet Hakan
KONU: Cevap
Bak Ahmet,
Defalarca programına davet ettin, çıkmadım, çıkmayacağım. Çünkü kalın kafalıların programına çıkmıyorum.
Yayın talebini reddettikçe aleyhimde yazıyorsun.
Yazmana devam et, senden tırsacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
En az şerefsizler kadar cesurum. Unutma ki bu yasaya 549 vekilden 284'ü "evet" oyu kullandı.
İlk 8 tahliye başladı.
Sevin, arkası gelecek, biraz sabret...
ŞAMİL TAYYAR."
"BAKTIM ŞAMİL! HAKARETTEN BAŞKA BİR ŞEY GÖREMEDİM"
Baktım Şamil
BAKTIM Şamil...
Baktım ama "kalın kafalı" ve "şerefsiz" gibi hakaretlerden başka bir şey göremedim.
Zaten tartışmalı olan efendiliğini iyice bozmuşsun.
Çok görmüyorum, yadırgamıyorum ve sana yakıştırıyorum.
Ama tutumunda sana bile yakışmayan bir durum var:
Gerekirse milletvekilliğini bile bırakmaktan söz ettiğin ve "çıkmasın" diye kelle koltukta savaş verdiğin o "yasa", liderinin işaretiyle çıktı.
Senin de ellerin böğründe kaldı.
Bir anda bütün havan söndü. Hırslandın, öfkelendin.
Liderine karşı efendiliğini bozacak cesarete sahip olamadığın için de efendiliğini bana karşı bozuyorsun.
İşte bu tutum var ya... Sana bile yakışmıyor.
SEN ERDOĞAN'A MEYDAN OKU!
Bana "Senden tırsacağımı sanıyorsan devam et" demişsin.
Benden tırsacağını hiçbir zaman sanmadım.
Dolayısıyla bana meydan okumana gerek yok.
Meydan okuyacaksan buyur, liderine karşı meydan oku.
Çünkü ondan tırstığını bırak sanmayı, bariz bir şekilde görüyorum.
TUTUKSUZ YARGILAMA YARGILAMADAN SAYILMIYOR MU?
"İlk 8 tahliye başladı" demişsin.
Bir acı haberi verir gibi...
Sanki 8 insanlık düşmanı ipten kazıktan kurtulmuş gibi...
Soruyorum:
- O 8 kişi hakkında yargı kararı var mı?
- O 8 kişi affa mı uğradı?
- O 8 kişi beraat mı etti?
Adamlar "tutuklu" yargılanıyorlardı, şimdi "tutuksuz" yargılanacaklar.
Sizin demokrasinizde "tutuksuz yargılanma", yargılanmadan sayılmıyor mu?
* * *
Sen milletvekilisin, programımıza davet ederiz... Bin kere davet ederiz, sen de bin kere "hayır" dersin.
Ne var bunda?
"Programına katılmadım, ondan böyle yazıyorsun" denir mi?
Ben sadece seni değil, birçok kişiyi programıma davet ediyorum ve birçok kişiden "hayır" yanıtını alıyorum.
Oturup onların aleyhinde yazı mı yazıyorum? Bu mudur yani?
Biri seni eleştirdiğinde, arkasında mutlaka bir şey aramak zorunda mısın?
Bir eleştiri, sadece öyle düşünüldüğü için dile getirilmiş olamaz mı?
"TIRSMADAN YANIT VER"
Neyse... Neyse... Bütün bunları geçelim.
Şamilciğim...
Ben aslında sana çok basit ve çok yalın bir soru soracağım:
"Madem 'şike yasası'nın aynen iade edilmesi lobilerin, çetecilerin, Ergenekoncuların marifetidir, o halde liderin de bu odakların oyuncağı mıdır?"
Lütfen bu soruya benim "kalın kafam"ın alacağı şekilde bir yanıt verebilir misin?
Tırsmak yok ama...