Prof. Dr. Ali Akpınar
TEMEL DİN EĞİTİMİ OLMAZSA OLMAZ!
İlk insan yaratıldı ve kendisine ilk kitap(sahifeler) verildi. Demek ki insan kitapsız olmuyor. Kitapsız mutlu olunmuyor, huzur bulunmuyor. Bunun için Yüce Rabbimiz insanlığı kitapsız bırakmadı. Son olarak Kur’ân-ı Kerimle insanlığa bir kez daha seslendi, onlarla iletişim kurdu, onlara hayat düsturlarını bir kez daha hatırlattı. Kur’ân’ın muhatabı insanlığa düşen, Yüce Yaratıcının bu büyük ikramının kıymetini bilmek, onu okumak, anlamak ve gereklerini yaşamaktır. Dünya ve ahret saadetine nail olmak, iki dünya hayatını cennete dönüştürmek için bu kaçınılmazdır.
Yıllar önce Avrupa’da bulunduğumuz sırada bir vatandaşımız anlatmıştı. Çocuklarımız Alman okuluna giderken, iki dil ve iki kültür arasında bocalıyorlar, Alman dilinin iyi bilmedikleri için zorlanıyorlar ve akıllı oldukları halde başarısız oluyorlardı. Din dersleri seçmeliydi. Biz de Türk veliler olarak, çocuklarımıza ağır gelmesin diye Din Dersini seçtirmemiştik.
Bir gün okul müdürü bizleri çağırdı ve şunları söyledi: Ben okulumda dinsiz öğrenci istemem, çünkü dinsiz öğrenciler hep problem çıkarıyor, uyumsuz ve yaramaz oluyorlar. Hangi dinde iseniz, çocuklarınız hangi dinin dersini almak istiyorsa söyleyin ona göre din dersi hocası bulalım, ama çocuklarınız mutlaka dinî eğitim alsınlar. Bu hem çocuklarınız, hem sizin ve hem de okulumuzun huzuru için önemlidir.
Tabi ki müdürün bu sözleri karşısında mahcup olduk ve hemen İslam dersi almaları için dilekçe yazdık.
Evet, aklın yolu birdir. Din, insan için zaruri bir gerçektir. İnsanın yaratılışında bir dine inanma tutkusu vardır. Siz insanın bu eğilimini hak din ile doldurmazsanız, o zaman batıl onu istila edecektir. Tıpkı İmam Şafi’nin dediği gibi, Hak ile meşgul olmayanı batıl işgal eder.
Yaz Kur’ân Kurslarının başladığı şu günlerde çocuklarımızı Kur’ân Kurslarına yönlendirmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha anlatırken bunları hatırladık. Evet, Kur’ân Kurslarına devam etmek, Kur’ân ile beraber temel dini bilgileri almak, kış boyu eğitim öğretimde yorulan zihinleri dinlendirecek ve daha önemlisi onları geleceğe hazırlayacaktır.
Unutmayalım küçük yaşta öğrenilen bilgiler, taşa kazınan yazılar gibi kalıcı olacaktır. Hele çocuklarımızın cami ve ibadet atmosferiyle tanışmaları onların belleklerinde kalıcı izler bırakacaktır. Onun için Diyanetimizin Haydi çocuklar camiye, camiyle hayat bulalım, camiye koşalım, Kur’ân’la buluşalım çağrısına aile boyu cevap verelim ve çocuklarımızı camilerdeki kurslara yönlendirelim. Kursları cazip hale getirmek için gerekenleri yapalım.
Peygamberimiz buyurur ki: Ya öğreten ol, yahut öğrenen, yahut dinleyen yahut da onları sevip destekleyen ol. Beşincisi olma yoksa helak olursun.
Dünya ve ahirette helakten kurtulmak ve çocuklarımızı kurtarmak için öğrenen-öğreten ve onlara destek verenler sınıfında olmaya gayret edelim. Zira hayırlı insanlardan olabilmek için Kur’ân’ı öğreten ve öğrenen olmak zorundayız.
Diyanetin açıklamalarına göre yaz Kur’ân kurslarına katılanların oranı, öğrencilerin % 20 sini geçmiyormuş. Yani % 80 kadar çocuğumuz yaz Kur’ân kurslarına katılmıyor. Bu tablo dikkatle okunup değerlendirilmesi gereken bir tablo. İslam ve din korkusu takıntısı olan birilerinin sandığı gibi, çocuklar akın akın camilere, kurslara falan koşmuyor. Koşanların sayısı sınırlı. Öte yandan Din gönüllüleri olarak, anne babalar olarak yapacak çok işimiz var demektir. Kendi çocuklarımızı, yakınlarımızın çocuklarını, çevremizdeki çocukları bu kurslara yönlendirelim. Ardımızdan bizi dualarla, Fatihalarla anacak Salih evlatlar bırakmak için bu kaçınılmaz.