“Tu kaka” veya “cici” değişim

Değişim…

Kimi zaman erdemli bir davranış olarak alkışlanır, kimi zaman da kaypaklık olarak yuhalanır.

Değişen kimi zaman göklere çıkarılır, kimi zaman yerin dibine geçirilir.

Bu niye böyledir, niye bazıları göklere çıkarılırken bazıları yerin dibine geçirilir diye baktığımızda; yaşanan değişimin rengi, kokusu, biçimi, yönü bize ipuçları verir.

Daha da önemlisi kimin değiştiğiyle ilgili bir durumdur bu “iyi” değişim, ya da “kötü” değişim tanımlaması.

Bazıları değişirse iyidir, bazıları değişirse kötüdür.

Özellikle de siyasi tarih ve siyasi partiler açısından bunun böyle olduğunu görürüz.

Şöyle bir postüla Türkiye için sanırım geçerlidir diyebiliriz:

İdeolojik partilerin sağında yer alanlar, değişir ve dönüşürse iyidir, solunda yer alanlar değişir ve dönüşürse kötüdür.

Seksen sonrasında solda yaşanan değişimlere takılan “döneklik”  sıfatını burada hatırlatmakta fayda var.

Ama sağdaki değişimlere böyle bakılmadığını görüyoruz.

Bu durumun yakın tarihimizde pek çok örneği mevcuttur.

MHP’nin 99 seçiminde yüzde yirmileri bulan oy oranında bu “değişim” in payının büyük olduğunu söyleyen merkez medya haberlerini analiz ettiğimizde daha iyi görebiliriz bunu.

MHP değişmişti, bu nedenle oyunu yükseltmişti”.

Nasıl değişmişti MHP?

MHP’de ne olmuştu?

Eski katı tutumunu bırakmıştı, radikal milliyetçi söylemini terk etmiş, hatta kendine “şekli” bir çeki düzen bile vermişti.

Liberal yazarlardan, eski solcu kalemşorlardan alkış üstüne alkış alıyordu.

MHP’de bıyıklar kesilmiş, çorapların rengi bile değişmişti.

Yani Merkezin partisi olmuştu.

Akabinde bir siyasi parti daha kendini değiştirerek,  2002’de seçimlerden iktidar olarak çıkmıştı.

Bu siyasi parti, Milli Görüş geleneğinden gelen 28 Şubat Mağduru  Selametin yavrusu, AKP’den başkası değildi.
AB’yi Haçlı kulübü olarak gören, Anti Batıcı Milli Görüşçüler  de değişmişti.

 AB savunucusu, liberallerden daha Batıcı bir siyaset anlayışıyla Milli Görüş gömleğini çıkararak iktidar olmuşlardı.

Bu değişim de merkez medya tarafından alkışlanarak karşılanmıştı.

Liberallerle eski tüfek solcularla omuz omuza idiler.

İşin Türkçe’si Onlar da hizaya gelmişlerdi.

Ve 2008’in sonlarındayız…

Bir değişim daha yaşanıyor.

Bu sefer solun ve devletin partisi CHP, “değiştim” diyor.

Başörtü karşıtlığıyla bilinen, hatta MHP-AKP ortaklığıyla hazırlanan başörtülü gençlerin üniversitede okuyabilmesini sağlayacak yasayı Anayasa Mahkemesinde iptal ettiren parti, “çarşaflı” üyeleriyle arz-ı endam ediyor.

Ve ilk kez merkez medya bu yaşanan “değişim”e olumlu bakmıyor!

“Bu ne biçim değişim? Böyle değişim, böyle açılım mı olur” diyorlar.

CHP laikliğin ve batılı yaşam tarzının kalesidir, bunun adı değişim değil diyorlar.

Klasik, katı batıcı yaklaşımlarını burada da sergiliyorlar.

Türkiye’deki batıcı-laik zihniyetin dışavurumunu burada çok daha net bir şekilde görebiliyoruz.

Ne diyor bu zihniyet bize:

Herkes değişebilir, ama bizim istediğimiz şekilde değişebilir, bu “cici” değişimdir..

Onu başımız gözümüz üstünde taşırız.

Bizim istediğimiz şekilde değişmezse bu değişim “tu kaka” değişimdir.

Onu da yerle yeksan etmek boynumuzun borcudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar