Yücel Kemendi
Türk Milliyetçiliği...
Türk Milliyetçiliği, ayaklar altına alınacak bir bela değildir!
Son günlerdeki barış çalışmaları.
Bazılarımızı telaşlandırdı.
Telaşlananlar haksız da değiller galiba.
Bir de son zamanlardaki açıklama
Bu işin tuzu biberi oldu.
Açıklamayı yapanlar biraz gaza geldi gibi.
Çünkü bu açıklama gerçekten çok ağır.
İçi vatan sevgisi ile dolu birçok kişinin içine sindireceği bir durum da değil.
Neydi bu açıklama?
“Biz Türk milliyetçiliğini de Kürt milliyetçiliğini de ayaklarımızın altına almışız!”
Vallahi bu açıklamaya şaştım kaldım.
Tabiî ki hangi milliyetçiliği diye sormak lazım.
Milliyetçilikten ırkçılığı kastetmişse tamam.
Ancak bu yüzyıldaki Türk milliyetçiliği örf, adet ve kültür milliyetçiliğidir.
Irkçılık kesinlikle değildir.
Söyleyenlerin bunu da bilmesi gerekir.
Bu açıklamayı duyunca yıllar önceki Sultan Abdülhamit”i hatırladım.
Hemen Abdülhamit”i hatırlamamın sebebi de,
Meram Belediyemizin Abdülhamit”le ilgili yaptığı programı zevkle izlemiş olmamdan kaynaklandı. Bu programa emeği geçenlere de çok teşekkür ediyorum.
O günlerde
Siyonizmin kurucusu Hollandalı Yahudi Theodore Herzl, Osmanlı'nın en sıkıntılı günlerinde Abdülhamit’e bugünkü İsrail topraklarında Yahudi kolonisi (Denizci bir milletin karayla bağlantısını sağladığı şehir) kurmak teklifiyle gelir.
Teklif çok ilginç, ilginç olduğu kadar da caziptir.
Bu teklifte, istekleri yerine getirilirse Osmanlı devletinin Avrupa devletlerine olan tüm borçlarını silmek vardı.
Abdülhamit teklife cevabı çok netti
“O topraklar bize ata yadigârıdır, atalarımız o toprakları kan dökerek almışlardır. Kan dökülerek alınan topraklar ancak kan dökülerek verilir!”
O tekliften sonra Abdülhamit işlerin kötüye gideceğini anlar...
Bütün Filistin topraklarını hemen padişah mülkiyetinden şahsi mülkiyetine geçirir.
Çünkü Uluslararası hukukta şahsi mülk gasp edilemez iye düşünür.
Ne yazık ki bu tekliften kısa bir süre sonra Hollandalı Yahudi Theodore Herzl, nin yapamadığını,
Çapulcu topluluğu İttihatçılar yaptı. yada yaptırıldı,
Abdülhamit i görevden uzaklaştırarak kontrolü ele aldılar.
Sonrada bölgede Yahudi Kolonisi kurulmasına izin verdiler.
O yerleri sırf Yahudileri sevdikleri için vermediler.
Çünkü devletin kabul etmediği parayı ittihatçılar ceplerine indirmişlerdi.
Bugünlere gelince;
Sanki PKK özerklik talebini parayla alıyor gibi geliyor.
CİA Avrupa ve Ortadoğu eski sorumlusu John Patrick Quirk’in açıklamaları beni ciddi ciddi düşündürdü
Nasıl mı?
PKK’nın ABD’de yıllık yüz milyon dolarlık bir para kontrolü varmış.
Ayrıca ABD bankalarında aklanmış halde 40 milyar dolar yakın paranın olduğundan da bahsediliyor
Amerikanın son günlerdeki çabasını görünce, ister istemez Sultan Abdülhamit zamanında olanları hatırladım.
ABD bankalarındaki PKK nın bu gücü acaba ABD ye böyle bir rol çizdi mi diye düşünüyorum.
Çünkü Tarih ders alınmazsa tekerrür edermiş.
O gün bunu yapanlarla bugün bunu yapanlar aynı Siyonizim olunca insan ister istemez bunları düşünmek durumunda kalıyor.
Bunlar tarih boyunca Önce parayla özerklik satın almışlar sonrada bunlara bağımsızlık istemişlerdir.
Kim ne derse desin,
Bayram değil seyran değil,
Türk milliyetçiliğini ayakları altına alma sözleri nerden çıktı.
Bu sözü hiç beğenmedim.
Ve ülkemin geleceği için, çocuklarım için, çok korkuyorum.
Sonra da İster istemezde soruyorum.
Türkiye satışa mı geliyor?
Yıllardır Türk olmaktan ve Müslüman olmaktan korkan kompleksli liderlerimizin bu ülkeye bir şey veremediğini de biliyorum,
Onun içinde bu kompleksin bitmesinin ülkemiz için çok yararlı olacağını düşünüyorum.
Yazımın sonunda tekrar yazıyorum.
Bu yüzyılda ki Türk milliyetçiliği örf adet ve kültür milliyetçiliğidir ırkçılık kesinlikle değildir.
Türk milliyetçiliği,
Öyle ayaklar altına alınacak bir bela da değildir!