Muhammed Akmeşe
Türkiye'siz Düşünmek
Nedir hafızasızlığın yol açtığı yabancılaşmanın, köksüzleşmenin bir millete çıkan hesabı sorusunu sormanın bizde oluşturduğu yoksunluk? Kavranılamayacak kadar karmaşık mı olması yoksa vebali boynuma deyip ahvaline baktıkça artan o derin hüzünle karşılaşmama arzusu mu?
Ortaokul tarih derslerinde beni boğan o şey, kavranılamayacak kadar karmaşık olmasından öte karşılayamayacağım kadar derin bir hüzünle hissetmemdendi. Neydi bizi gâvura meylettiren o yoksunluk sorusu, bende irrasyonel duygular uyandırır, bazı öfke bazı hüzünle bastırırdım. İtiraf edeyim hâlâ öyleyim. Sırrına nüfuz etmek için meşru bir zeminden çıkan bir bilgi-yorum bile bende o yoksunluğu hatırlattığı için ortaokuldaki o hâlime dönüveriyor tüm hamlığımla öfkeyle doluveriyorum.
Bana bu duyguyu hatırlatan son şey Shayegan'ın Vietnam gezisinden aktardığı küçük bir anekdot. Amerikalılarla savaşında 7.500.000 milyon insanını yitirmiş Vietnamlıların eskisi gibi Amerikalılardan nefret etmediğini ve bunun neden olduğu sorusuna Vietnamlıların “olanların tarihte bir yerde kaldığını, orada bittiğini, durduğunu ve Amerikalılardan gelip ülkelerine yatırım yapmalarını beklediklerini işitir. Shayegan bunu kusursuz bir rasyonelleşme olarak adlandırıyor ve Vietnamlılar bu rasyonelliği, politik bir çöküş olarak değil dünyanın diğer bölgelerindeki gibi "değişim karnavalına" katılmak isteyen gönüllüler olarak söylüyorlar.
Muhtemel benzer tecrübeler yaşayacağımız bu uzak ülkedeki insanlar, elleriyle büyütecekleri her türlü "karnaval kavramlarının" kendi ülkelerini küçülteceğini karnavala vardıklarında anlayacaklar. Zira son zamanlarda, Türkiye'de muhafazakâr gençliğin başında da olan bir problem ki; dünyasını eylerken, Türkiye'yi düşünememe yetisi. Nasıl oluyor da bu muhafazakâr çeşidi düşündükçe özgürlük, insan hakları, adalet ve türevleri büyürken Müslümanlar ve Türkiye küçülüyor. Bunun basit bir tesadüften öte ciddi bir gösterge olduğunu zannediyorum. Söylem üstünlüğünü, kurduğu Müslüman Türkiye düşünden değil karnaval yolunda olmaktan alan bu arkadaşların hissettirdiği şey beni ortaokulda olan o yoksunlukla, Shayegan'ın anekdotunda buluşturan o şeydir; Dünyanın kabullendiği bu dini, kültürel, politik itirazsızlığın hatta gönüllülüğün bizde terennüm eden sıfatları nelerdir? Nedir bizi geldiklerinde karnavala, dünyanın öte tarafından bu adamlardan ayırt edemeyecek bu dehşetsizlik?