Seyit Küçükbezirci
VALİ MUAMMER EROL; KONYA’YI TANIMAK VE TANITMAK
Sabahın erken saatleri… İnce bir “Selçukya ayazı”, henüz kalkmamış… Andezit taş döşemeler ıslak…
11 Mart Salı… Konya Valisi Muammer Erol, dokuzda kabul edecek, beni.
Erken vardım “Hükümet Konağı”nın önüne…
Konağın doğuya bakan taş duvarına sarı bir “kış güneşi” düşmüş. Osmanlı’nın mecalsiz düştüğü dönemlerde harap olan “Konya Kalesi”nin taşlarıyla yapılmış; hala “Selçuklu Epopesi”ni/ Destanını fısıldayan taşlar… Karşımda, Alaeddin’de yatan, Haçlı Orduları’nı Anadolu bozkırlarında tarumar eden Rükneddin Mesut’a II. Kılıç Arslan’ı Alaaddin Keykubat’ı gören taşlar… Bir “imparatorluk’un bir “Cumhuriyet”in tanığı olan taşlar… Bilir misiniz, taşlarında hafızası var.
KONYA KÜLTÜR, TURİZM, TANITIMI İÇİN ATILIM…
11 Mart Salı; saat tam dokuz. “–Buyurun, Vali Bey sizi bekliyor” diyorlar; Özel Kalem’de… Bir gün önce görüşme arzu etmiştim; “Konya’nın iki milyon, bölü, bir hisseli asli sahibi olaraktan.” “Arz-u halim” Konya’nın kültür, turizm, tanıtımı babındaydı… Lütfettiler, kabul ettiler… Kapıda karşıladı, buyur etti.
Vali Muammer Erol, Konya’da temel çalışmalar yapmak istiyor… “Konya Valiliği İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü”ne verdiği talimatlar 14 Ocak, 21 Ocak, 28 Ocak 2014 tarihlerinde üç geniş kapsamlı toplantı yapılmıştı… 6 Mart 2014 tarihinde de “kültür, turizm, tanıtım sektörü”nün son değerlendirme toplantısı Ticaret Odası salonunda yapıldı… Konu ilgili kamu kurumlarının temsilcilerine, üniversitelerin temsilcilerine, meslek odalarına yapılan üç toplantının raporu sunuldu. Konya İl Kültür Müdürü Mustafa Çıpan’ın sunduğu rapor üstüne değerlendirmeler yapıldı.
Kültür, turizm, tanıtım babında şehrin bütün resmi/özel ilgililerinin katıldığı mevcut durumu tespit ve yürünecek yolların yol haritası toplantısına Konya’nın gerçekten ihtiyacı vardı. Şimdi her kurum payına düşeni yapmalı.
Yalnız çok önemli bir husus var: Vali Muammer Erol, toplantının sonunda yaptığı konuşmayı bitirirken son cümlelerini söyledi. “-Şehir olarak hepimiz düşünelim, karar verelim, yola çıkalım… Teklif edin, tenkit edin, yardımcı olun. Ama işe girişildiğinde de faydasız sözler etmeyin”.
Vali Muammer Erol’un “Düşünün, teklif edin, tenkit edin” sözleri bir “Vali”den elli beş yıllık yazarlığımda duyduğum “açık çek” gibi sözler… Teklife tenkide açık bir “Vali”; görüşmek isteğini bildirmelisin, kabul ederse görüşmelisin, dedim: kendi kendime…
“BİRİNCİ ŞEHİR”İN VALİSİ OLMAK…
Duyduğuma göre, Vali Muammer Erol, görüşme isteklerini ya sabahın erken saatlerinde; ya akşamın geç saatlerinde karşılıyormuş. Günün önemli mesai saatlerini görüşme istekleri ile harcamak istemiyor, anlaşılan. Önemli bir hassasiyet… Anlıyordum, en kısa zamanda diyeceğini demeliydim. İdarecinin zamanını boşa almamak devlet terbiyemizden.
Konya kültürü üstüne son zamanlarda yayınlanan üç kitabımı sundum; Konya Fikir, Sanat, Kültür Adamları Birliği Derneği’nin yönetim kurulu başkanı olduğunu söyledim. “Konya’nın faydasına düşünün, teklif edin, gerektiğinde de tenkit edin” beyanına dayanarak ziyaret istediğimi anlattım… “Anadolu’yu vatan yapan Selçuklu Devleti’nin Kadir Başkenti’ne; Osmanlı İmparatorluğu’nun, Cumhuriyet’in kökeni olan belde-i Emin Konya’ya “Vali” olmak az idareciye nasip olur” dedim.. “Hayırlı uğurlu olsun” dileğinde bulundum.
Zaten, kültür turizm tanıtım sektöründe ilin resmi ve sivil bütün taraflarının katkıları ile hazırlanan “Kültür, Turizm ve Tanıtım Raporu”nda yapılacak girişimler, bir eylem planı çerçevesinde hazırlanmıştı. Vali Muammer Erol’a, derneğimizi oluşturan fikir, sanat, kültür adamlarının hizmete hazır olduklarını belirttim.
Ayrılırken Vali Muammer Erol kartını uzattı: “-Önceden randevu almanıza gerek yok. Ne zamana isterseniz gelin, burada olduğumuz sürede görüşürüz” dedi.
Bendeki kanaat şöyle: Vali Muammer Erol; “Devlet Kapısı”nı halka açık tutan; kadim bir medeniyetin edebine sahip, olumlu teklif ve tenkitlere açık bir “Vali”..
SEVMEK İÇİN, SEVDİRMEK İÇİN, TANITMAK İÇİN, “TANIMAK” LAZIM..
-“Konya Kültür ve Turizm Tanıtma Sektöründe” başarılar göstermek için “Tanımak ve Sevmek” kavramını gereğini yapmak zorundayız.
-Konya’yı, derin ve kadim bin yıllık kültürünü tanımadan “Konya’yı sevelim” demek beyhude bir söylem… Kültür babında, tarihiyle, folkloruyla Konya’nın her şeyine ilgi duymak sevmeyi oluşturur. Ancak “tanıyan” tanıtabilir.
-Yazının yan tarafında “Konya nedir?” sorusuna ilk önce vereceğimiz cevapları sunuyorum.. Konya’da görevli kamu görevlilerinin, bu şehirde yaşayan herkesin bu asli Konya değerlerini bilmesi gerekir. Bilip anlatması gerekir.
Acil yapılacak girişimler var.
-Konya: Selçuklular’ın, Osmanlıların, Cumhuriyet’in kültürünün “esaslı kaynağı…” Anadolu’da Türkler’in ilk kadim “Başkent”i.. Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan 1097 yılı ağustos ayında Konya’yı “Başkent” yaptı… 1308 yılına kadar 219 yıl Anadolu Selçukluları’nın Başkenti oldu. Bu ağustos Konya’nın Başkent oluşunun 917. Yılı Valiliğimiz şehirle hemfikir olarak “Konya’nın Başkent oluşu”nun kutlanmasında ilk adımı atmalı. Sürekli de devam ettirmeli.
Konya artık bir “ Üniversiteler Şehri”; yüz bine yakın öğrenci Konya’da yüzde onunun bile, yanda sunduğum Konya özelliklerini bildiğini sanmam. Zafer bölgesinde dönüp durarak Konya’nın asli değerlerini tanımadan ayrılırlarsa kusur bizde değil mi? günâşık çitleyip oturanlardan binde biri bile orada yatan Selçuklu Sultanları’nın ikisinin adını bile sayamaz. Yaygın bilgilendirme seferberliği başlatmalıyız.
“Şehirli Bilinci”ni oluşturmak için; tanımak ve tanıtmak için; “Belde-i Muhayyere” olan bir “şehir”i, basit, ruhsuz ve anlamsız “yerleşke” olmasını istemiyorsak bütün “tanıtma” girişimlerine katkıda bulunmaya koşmalıyız… Başta belediyelerimiz olmak üzere.
Yerel seçimler bitince, seçilen belediye başkanlarına, Valimiz Muammer Erol’un isteği üzre çok teklifte bulunacağız.
KONYA NEDİR?
KONYA kadim yazılı kaynaklarda “BELDE-İ EMİN” olarak anılır.
KONYA, “KUTSAL BELDE” olarak bilinir.
KONYA, “KUTUB ŞEHRİ” olarak bilinir.
KONYA, “HAZRETİ MUHAMMET MUSTAFA’ya Hicret için verilen “ÜÇ BELDE”den biridir, “BELDE-İ MUHAYYERE”dir.
KONYA, Önasya’da kurulan “İLK TÜRK DEVLETİ”nin başkentidir.
KONYA, Osmanlı’ya tuğ veren, kös gönderen, hil’at giydiren “UÇ BEYİ” tayin eden şehirdir.
KONYA, Karamanoğlu Mehmet Bey’in “Bugünden sonra divanda, dergahta, bargahta Mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır” fermanını 13 mayıs 1227’de buyurmasıyla “TÜRKÇENİN BAŞKENTİ”dir.
KONYA GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün 20/21 mart 1923 de “Konya, muhtelif Türk devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya, asırlardan beri tüten büyük bir nurun ocağıdır. Türk harsının (kültürünün) esaslı menbağlarından (kaynaklarından) biridir.” diyerek değerlendirdiği şehirdir.
KONYA, “TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NIN SIRTINI DAYADIĞI ŞEHİR”dir.
“KONYA MEVLANA’nın YUNUS EMRE’nin NASRETTİN HOCA”nın iklimidir.
“ŞAHESERLER DOĞURAN TOPRAK”tır. BÜTÜN BUNLARDAN DOLAYI KONYA “BİRİNCİ ŞEHİR”dir.