Mustafa Yiğit
Ve Döngel’de yağan...
Ve Döngel’de yağan şimdi nurdur…
Dön gel artık diyor seni sevenler gözyaşlarını içine akıtarak…
Döngel’de yeniden gülümse o güzel gülüşünle diyorlar…
Ama dönüp gelmiyorsun…
Dönüp gelmen çok zor çıktığın yolculuktan artık biliyoruz…
Döngel’de karlar altındasın…
Karlara bıraktık “omzunda yüreğinden başka yük taşımayan” cesur adamı…
Evet, ülkücü gençliğin deli fişeği, bitmeyen enerjisi, alpereni, cesaret timsali, Türk-İslam ülküsünün yiğit evladı Muhsin Başkan, karlar içindesin ve belki ağuşunu açmış bekleyen peygamberine doğru yürüyorsun şu an…
Bembeyaz bir hayat bembeyaz karlar içinde şu an…
Güzel adamlar güzel atlara binip giderlermiş….
Ve bir güzel adam daha yitip gidiyor aramazdan…
Türk milleti bir yiğidini daha uğurluyor…
Vatanı, milleti için mücadele eden bir bedeni…
Hakkı ve halkı için mücadele eden bir yüreği…
Tek derdi, tek gayesi büyük Türk milleti olan bir ülkü adamını uğurluyor…
Ülkü denen nazlı gelinin peşinden koşmakla geçen bir ömrü uğurluyor…
Hep mücadeleye, hep çileye talip olan bir hayatı uğurluyor…
Ülküsü uğruna gençliğini ve hayatını ortaya koyan…
Zindanların, hücrelerin yıldırmadığı bir adam…
“Hücrelerde güneşi görmedik, güneşimiz ülkümüz oldu, güneşimiz davamız oldu” diyen yusufiyelilerin Muhsin Başkanı şimdi karlar altında…
Buralara hep Yusuf soylular düşerdi…
O da bir Yusuf soyluydu...
Ve medrese-i yusuifye’de “ben müslümanım, zindan dahi bizim için medresedir'' diyen ülkücü dava arkadaşlarıyla dimdik duran o adam şimdi karlar altında...
Yıkılmayan, hep ayakta kalmayı başaran…
Cesur, mütevazı, halkı ve hakkı canı pahasına savunan…
Ve o cesur adam, o güzel adam, Muhsin Başkan şimdi de bir kardelen çiçeği gibi karlar arasında dimdik durmaktadır biliyoruz…
Cesur yüreği soğumamıştır biliyoruz…
Kocaman yüreği kor gibidir, sımsıcak kaplamıştır her yeri..
Eritmiştir etrafını…
Kar onun sımsıcak cesur yüreğiyle kora dönüşmüştür…
Yine o güzel tebessüm vardır yüzünde…
Kendisi için semalarda yankı bulan tekbirler ve duaları duyuyordur…
Ve şimdi Döngel’de gökyüzünden yağan kardır, yağan nur…