Yargının ana sorunu bağımsızlık değil iş yüküdür...

Yargının ana sorunu bağımsızlık değil iş yüküdür...

Sabah’tan Mehmet Barlas, yargı üzerine bir yazı yazıyor ve hukukun kurallar dünyası olduğunu belirtiyor

Hukukun çok temel bir özelliğini sık sık unutuyoruz. Hukuk mantık değildir.
Hukuk kuralların dünyasıdır. Yasalar mantığın gereği olarak yapılmaz, toplumsal gereksinmelere cevap vermek için yapılır. Bütün mesele yasalar önünde herkesin eşit konumda olmasıdır.

Yasaları yapanların ve devletin de bu yasalar karşısında eşit konumda olmaları durumunda, hukukun üstünlüğünden söz edebiliriz. Bir diğer önemli mesele de bu yasaların aynı fiillere farklı zamanlarda da uygulanabilir olmalarıdır. Biz Türkiye'de bu temel ilkelerin dışındaki durumlara sık sık tanık olduğumuz için, hukuku tartışırken de kavram kargaşalarına düşeriz. Yasaları genel hükümleri ile değil, bizim mantığımıza aykırı gelen yanları ile eleştiririz. Kavram kargaşaları; 20'nci yüzyılın son yarısında Yassıada Duruşmaları'nı izlemiş bir toplumun fertleriyiz. Neticede 1960'ların başında darbe ile devleti ele geçirmeye çalışan Talat Aydemir'in ilk girişiminde affedildiği zaman da, ikinci girişiminde idam edildiği zaman da aynı yasalar vardı. "Yazılı yasalar" ile "Yazılı olmayan yasalar" arasında kalmış bir toplumda hukuka bakış açısının sağlıklı olması tabii ki mümkün değildir.Bilinçaltımıza yerleşmiş bu tür bilgilerle, bugünün benzer durumları için de kendi mantığımıza uygun gelen eleştirileri seslendiririz. Veya cezaevlerindeki bütün tutukluları etkileyecek yeni bir yasa maddesini, sadece "Silivri" tutukluları açısından ele alırız. Oysa hüküm giymeden cezaevlerinde 3 yılı aşkın süredir bulunan 57 bin sanık vardır.

Mehmet Barlas-Sabah