Türkiye’de 17 Aralık darbe girişimi sonrasında, aslında öncesinde 7 Şubat operasyonunda, ortaya çıkan devlet içindeki illegal, kalkışmacı, çeteci yapılanmanın ülkeye verdiği zarar giderek artıyor. Kalkışmacıların ülkeye verdikleri en büyük zararlarından birisi de yargıya güvenin zedelenmedir.

*.*.*

Detayları ve bağlantıları bir bir ortaya çıkan ve hala da çıkmaya da devam kirli yapı gösterdi ki; yargıyı, içerisine sızdıkları kendi kirli ve pis idealleri uğruna kullanmış. Sahte delillerle, taraflı yargılamalarla, dava günlerini belli hakim ve savcılara denk getirerek insanları mahkum etmişler.

*.*.*

CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesinin ardından BDP’li vekillerin tahliyelerine direnme ve oluşan yoğun kamuoyu baskısı sonrası ancak gelen tahliyeler, bu kirli yapının en önemli göstergelerindendir. Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tahliyeleri sonrasın da yaptıkları açıklamalar, Hanefi Avcı’nın hapisteki açıklamaları kirli yapının iğrenç yüzünü gözler önüne sermiştir.

*.*.*

GENAR’ın son araştırmasında mahkemelerde olası bir davada adil yargılanmayacağını düşünenlerin oranı yüzde 55’e çıkmıştır. Soru siyasi dava bazında olarak sorulsaydı bu oran yüzde 80’lere çıkardı bence. Aslında çok açık. Herkes şu sorabilir etrafındakilere: “Şu gelişmelerden sonra Adil yargılanacağınıza inanıyor musunuz, yargıya güveniyor musunuz?”

*.*.*

Artık bugün halkın çoğunluğu, birçok davanın özellikle siyasi davalarda yeniden yargılanmanın gerekliliğine inanıyor. TSK’nın,“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir” yönündeki açıklaması güvensizliğin toplumun her kesimine sıçradığının bir göstergesi değil midir?

*.*.*

Önümüzdeki günlerde, Balyoz, Ergenekon davaları başta olmak üzerek bir çok davada yeniden yargılanmaların başlamasının kaçınılmaz olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok. Toplum vicdanının rahatlaması için yeniden yargılamalar mutlaka yapılacaktır.

*.*.*

Sonra ne mi olmalı ya da ne mi olacaktır?

Yargı, Emniyet ve MİT içine sızan ve kurdukları çirkin tuzaklarla insanların ve ülkenin geleceğinin karartan kirli yapının elemanları, bu ülkenin şerefli, namuslu yargı mensuplarının önüne çıkmalı ve hesap vermeli. Her kurum içindeki çürük elmalardan temizlenmeli.

*.*.*

GYV AÇIKLAMASI

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı dün bir basın toplantısı düzenledi. İçeriğine girmek istemiyorum, herkes takip etmiştir. Cemaate karşı bir sindirme ve nefret kampanyasının yürütüldüğünden şikayet edip Cumhurbaşkanı Gül’ü göreve davet ettiler.

Bu ne pişkinlik, ne aymazlıktır.

 “Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış!”

Hakikaten pes…

Sen kalk ülkenin seçilmiş Başbakanı’nı bir sabah evinden alarak devirmek için darbe planı yap. Ülkeyi milyar dolarlarca zarar uğrat. Sonra da milletten dönünce çık feryat figan ağla.

Bu millet mazlumu sever, haksızlığa, yolsuzluğa göz yummaz ama zorbalığı, zalimliği, kul hakkının yenmesini sevmez.

Hele hele saf koyun yerine konarak, kendi seçtiği başbakanını sandık dışı yollarla devirmeye çalışanlardan nefret eder!