A.Cenap Kendi
Yüzbir günlük esaret
Yirmi Eylül 20l4 Cumayı Cumartesiye bağlayan gece sabaha karşı Türk Siyası tarihine yeni bir sayfa eklendi. Radyolar televizyonlar dünyaya duyurdu. Kırk dokuz rehine kurtarılmıştı. YÜCE MİLLETİMİZE GEÇMİŞ OLSUN Sevinç gözyaşlarımızla, ıslanan mendillerimizi değiştire değiştire haberleri tekrar tekrar dinledik. Oh dedik rahatladık.
***
Bu büyük başarı elbette hiç de kolay olmamıştır. Devletin basiretli tutumu ve gayreti enerji yüklü potansiyeli yanında ateş çemberi içinde günlerce çalışan MİT mensupları canları pahasına görev yaptılar. Kutlarız.
***
Her şeyden önce yüce Mevlanın takdirlerine şükretmeliyiz. OL DEDİ VE OLDU. Tedbir, teşebbüs ve elde edilen muzafferiyet, tesadüflere bağlı olmaksızın İKDİDARIN ESERİDİR. Dünya dua üstüne durmaktadır. Muhakkak ki gece sabahlara kadar başını secdeden kaldırmayanlara bu mutlu neticenin sinyalleri rüya halindekilere beyan olunmuştur.
***
Varlığın METAFİZİK BOYUTU inkâr edilemez. Sırası gelmişken size bir örnekle bir şeyler nakledeceğim. Yıl 1985. Uzaya gönderilen ilk kadın ASTRONOT Fransız asıllı CLAUDİL ADDRE. Allah’ın mevcudiyetine inanmayanlardan. Bu kadın uzaya fırlatıldıktan sonra bakın neler haber veriyor insanlığa.
***
Fezada insan o muhteşem manzarayı gördükten sonra ALLAH’ın varlığını düşünmeden edemiyor. Bu manevi duyguyu on günlük UZAY YOLCULUĞUMDA irade dışı sürekli yaşadım. O harika TABİAT kafayı karıştırıyor. YANILMIŞIM GÖRDÜM ÖĞRENDİM, İNANDIM. DÜNYAYI BİR YARATAN VE İDARE EDEN VAR. Diyor ve ekliyor. O DA ALLAH’dır…
***
Bayan Astronot CLAUDİL, sözlerine devam ediyor. “Fezada bu harika fakat karışık sistem, nasıl oluyor da bu kadar muntazam işliyor. Sorularına cevap arıyorum bulamıyorum. Bir çocuk aklına sahibiz bu konuda inanın. “ Diyor…
İNSANLIĞA VERİLEN NE GÜZEL BİR MESAJ…