Muhafazakar kesime sorulmayanı sordu Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan: Daha iyisini yapabiliyor muyuz? Daha doğrusu diziyi topa tutanları 'başını iki elin arasına alıp düşünmeye' davet etti. Bugünkü köşesinde 'Muhteşem Yüzyıl' dizisiyle ilgili fırtına kopartanlara üslubu yumuşak ama içeriği hayli sert eleştiriler yöneltti..

ELLERİNİ OĞUŞTURUYORLAR

Diziye verilecek cezayı izleyicinin karar vereceğinin altını çizen, Alkan dizi yapımcısı ve kanal yöneticilerinin tartışmalara nasıl baktıklarını anlattı:

"Kanalın sahibi ve dizinin yöneticileri daha şimdiden "Konuşun konuşun heyecanlı oluyor!" diye gülüp ellerini oğuşturarak, ikinci bölüme yağan reklam tekliflerini sıraya koymak için harıl harıl çalışıyorlardır eminim."

"HANİ DEMOKRATTIK"

Kanuni Sultan Süleyman'ı kadın düşkünü gibi sunulmasına isyan eden izleyicileri çifte standart yapmakla suçluyor:

"Hani demokrattık; hani hoşumuza gitmeyen fikirlerin bile seslendirilmesi için göğsümüzü siper ederdik? Tarihten bir olayın kötü ve yanlış yorumlanması fikir hürriyeti kapsamına girmiyor mu a dostlar? Fikir hürriyeti, saçmalama hürriyetini de kapsar. Kötü ürünlerin cezasını adliye, polis, RTÜK değil "piyasa" verir."

İLKKİNİ GEÇMEZSE BIYIKLARINI KESECEK

Diziyi kendisinin de eleştirdiğini hatırlatan Alkan, cadı avına çıkılmasına karşı çıkıyor. Yazarın diziyi beğenmeyenlerle ilgili tespiti bu kesimleri kızdıracak gibi. İkinci bölümün izlenme oranıyla ilgili Alkan çok iddialı bir laf etti:

"Daha iyisini bizzat yapamıyorsanız, "Ben yapamıyorum, başkasına da bu imkânı vermem" diye huysuzluk yapmayacak ama bu arada peçeli bir sabırsızlıkla dizinin ikinci kısmına önden yer ayırtmayacaksınız. Meraklısı, ikinci bölümün izlenme oranına baksın; ilkini geçmezse, keserim şu bıyıkları ben!.."

BEĞENMEYENLERE KRİTİK SORU

Yazının finalini de yazısının sonunda yapıyor. Yapılan tartışmaların özü yazarın bu sorusunda gizli aslında. "Son sözüm şudur" diyen yazar, yazısının sonunda bakın ne diyor?

"Bu diziyi beğenmeyenlere iki katı sermaye, imkân, stüdyo hatta animasyon teknikleri imkânı sunsak, daha iyisini yapabilirler mi?"