M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Zenginler için ‘ruhsal terapi’ yolu

Hz. Mevlânâ kuşluk vaktinde hanımına seslenir:

-Sabah kahvaltısı hazırlamak için neden hareket etmiyorsun?

Hanımı mahcup bir sesle cevap verir:

-Kahvaltılık bir şey yok evimizde de ondan…

***

Mevlânâ sesini yükselterek sorar:

-Hanım neye üzgün söylüyorsun böylesine hayırlı bir haberi?

-Demek bugün Celaleddin’in evi Peygamber evine benzemiş?

-Öyle ise dur bir şükür secdesi yapayım, evim Resulullah’ın evine benzediği için…

***

Hemen aşkla bir sema yapar, şevkle şükür secdesine kapanır.

Sonra da başını kaldırıp kararını açıklar:

-Hiç merak etme hanım, ben de bugün Hazret-i Resulullah gibi oruca niyet ediyorum.

-Akşama kadar bir şey hazırlaman gerekmez, rahat ol!

***

Bugün, evinin Resulullah’ın evi gibi olmasını isteyen kaç kişi vardır acaba?

Ya da, Mevlânâ gibi önüne lokma hazırlanmayan beyler, hem de hiç hiddetlenmeden oruca niyet edebilirler mi?

Çok zor.

***

Kutlu Doğum Haftası’ndayız…

Belki Efendimizin hayatından örnekler verirsek bazılarımızda değişikliğe neden oluruz, insaf kapıları açılır…

Çoğunlukla boş laflar edip duruyoruz…

Hiç değilse bunlar da tartının bir kenarına konulur…

***

Peygamberimizin fakirlerle olan münasebetleri beni her zaman etkilemiştir…

Günümüzde zenginler için ‘ruhsal terapi yolu’dur fakirler…

Avucuna birkaç lira bırakılacak, bakkaldan bir kilo portakal gönderilecek, evdeki eskiler fakirin çocuklarına giydirilecek…

Fakir ama onurlu olunmaz(!)

Yani günümüz zengini onurlu fakiri sevmez…

Çocuğuna başkasının eskisini giydirmek istemeyen fakir, ‘ruhsal terapi’ sağlamak isteyen zenginlerin en hoşlanmadığı tiptir.

***

Bu yönüyle maalesef zenginler ‘fakirlerin’ bir gün zengin olmalarını da istemezler.

Alimallah fakir kalmazsa, evdeki eskiler çöpe gidecektir.

Hem onlar belki birkaç defa giyildiğinden eskimemiştir de.

***

Öğrendik ki Peygamberimiz yardım etmeyi çok severdi.

Ama onunki ruhsal terapi amaçlı değildi…

Çünkü elinde ne varsa vermeye hazırdı…

***

Bir gün davet ettiği muhtaçlara önceden hazırladığı yardımı sırayla dağıtmış.

Alanlar da sevinçle dağılıp gitmişler.

Tam o sırada bir başka yoksul uzaklardan koşarak gelip kendisine verilecek bir şey kalmadığını anlayınca çok üzülmüş.

Peygamberimiz, bu yoksula, “Üzülme, sana da bir çare buluruz” dedikten sonra:

- Buradan doğruca Medine çarşısına git, ihtiyaçlarını satan dükkânlara gir, tüm ihtiyaçlarını al, sonra da, “Mal benim, borç Resulullah’ındır!” diyerek git. Çocuklarını ve aileni sevindir, sen de üzülme, buyurdu.

***

Konya’da evi peygamberin evine benzeyen bir ev var mıdır?

Konyalı zenginler, ellerinde tuttukları şeyleri diğerleriyle paylaştıklarında ‘üstün’ olacaklarını bilmekte midirler?

Zenginlik fırsatı ellerindeyken güzel bir alış-veriş yapamayanların vay haline!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum