Fahri Kubilay
Acil 112...
Sağlık konusunda çok güzel şeyler yapılıyor yapılmasına da, iyi bir şeyler yapılırken diğer bazı şeyler neden hep ağdık kalıyor, anlamakta güçlük çekiyorum..
Şimdi; “bu da nerden çıktı?” demeyin…
Aile hekimliği henüz başlama safhasındayken bu konuda birkaç sefer yazdığımı değerli okuyucularım çok iyi bilirler. Aile hekimliğinin uygulanması noktasındaki görüşlerim henüz değişmiş de değildir.
O halde ne demek istiyorum? Demek istediğim şudur: “Aile hekimliğine geçilirken 112 ve acillere ne oldu?” Bu konuyu konuşalım ve bu konudaki aksaklıkları görelim istedim.
Türkiye genelinde, Konya’da ve ilçemizdeki hastanenin acilinde ve 112 de ayrıca sağlık ocaklarında çalışmak üzere binlerce doktor ve aile hekimi istihdam edildi. Edildi edilmesine de, 112 ile acillere ne oldu?. Can alıcı soru bu olsa gerektir. Tabii ki olacaklar oldu ve bir anda boşalan acil ve 112’lere yeni mezun hekimlerimiz atandılar.
Orta Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan yolun en kritik bölümü İlçemiz sınırları içinde bulununca doğal olarak en yoğun trafik kazalarının yaşandığı bölgede bu bölge olmaktadır.
Sağlık konusu boşluk kabul edecek bir konu değildir. Gidenin yerine mutlaka birisinin gelmesi lazımdır, zaten öyle de olmaktadır. Ama 112 ve acil konusu bambaşka bir konudur. Şimdiye kadar elde ettiği mesleki tecrübe ile çalışan doktorların neredeyse tamamı aile hekimi olarak görevlendirilmişlerdir. Bu hekimlerin yerlerine de yeni mezun pratisyen hekimler görevlendirilmektedirler.
Üzerlerine yüklenen bu kadar ağır iş yüküne katlanamayan yeni mezun olmuş birçok doktor istifa ederek şehrimizden ayrılmaktadırlar.
Hâlbuki bu doktorlar ilçemizi tercih ederek gelen doktorlardır.
Kalan doktorlardan bir kısmı tayin isteyerek, bir kısmı da tepki olarak ya da TUS’a çalışmak amacıyla rapor alıp ayrılmaktadırlar. Çalışmak zorunda olan doktorlar da aynı zamanda hem acil de hem de 112’de çalışmaktadırlar.
Yönetmelikler acil de veya 112 de çalışan doktor ve sağlık görevlilerine 24 saatlik nöbetten sonra 48 saat süre ile istirahat hakkı tanımıştır. Personel eksikliği bahanesiyle 48 saatlik istirahat hakları kendilerine verilmeyip, gün aşırı da nöbet yazılınca personelin hem kimyası hem de psikolojisi bozulabilmektedir.
Neticede kaza mahalline acil müdahale için giden doktorun da ucuz bahanelerle bir an önce hastaneye geri dönme isteği zuhur edecektir. Burada doktor kadar, onu yönetmeliklere uygun olarak çalıştırmayan idarenin de sorumlu olduğunu vurgulamak istiyorum.
Bu sebeple soruları sadece doktorlara ve taşra idaresine sormanın adaletli bir davranış olmadığını belirttikten sonra Konya İl Sağlık Müdürlüğü’ne de şu soruları sormanın ve cevap beklemenin daha hakkaniyetli olacağını düşünmekteyim.
1-Acil ve 112 Nöbet Listesi mutlaka size de geliyordur. Personel eksikliğinden, doktorlara gün aşırı nöbet yazıldığı doğru mudur?
2- Seydişehir basınının ve personelinin de girişimleriyle dağda, taşta, buzda ve özellikle karda rahat görev yapması için ilçemize verilen 4x4 çeker ambulansın 4x2’ye çevirtildiği doğru mudur doğruysa bunu nasıl açıklayacaksınız?
İhtiyaç duyulduğunda sırf bu değişiklik yüzünden olay yerine ulaşamayan bu araçlar nedeniyle oluşması muhtemel sonuçlara katlanılabilecek midir?
3- 112 yönetmeliği gereği ambulans şoförü olarak kaç kişinin çalışması gerekmektedir ve Seydişehir 112 de kaç adet şoför çalışmaktadır, bu şoförler de doktorlar gibi 24 saatlik nöbetten sonra 48 saat süre ile istirahat haklarını kullanabiliyorlar mı?
4- Acil servisin fiziki yapısı, bölgemiz ihtiyacına göre yetersizdir. Zaman zaman değil müşahede odası, oturulacak sandalye dahi bulunmadığı görülmektedir. Bu konunun halli için yakın zamanda bir önleminiz olacak mıdır?