Süleyman Erçetin
AZICIK AŞIM AĞRIMAZ BAŞIM
Yaşadığımız bu Ahir zamanda, insanoğlu huzur ve mutluluğun kaynağının, mal mülk ve servette olduğunu zannederek, kıyasıya mal mülk edinme yarışına girmiş, kanaat etmeyi, elindekilerle yetinmeyi, ölümü ve ahiret hesabını unutmuş, bırakın huzur ve mutluluğu elde etmeyi, mal mülk yüzünden mevcut huzurunu kaybetmiştir. Cinayetler, kavgalar, husumetler küslükler, daha neler neler… Hepsinin temeli mala mülke tamah etmeye hırsa dayanıyor. İnsanoğlu, yıllarca mal kazanacağım diye sağlını bozarak hasta oluyor, sağlığı bozuluyor. Kazandığı malın iki katını sağlığını geri getirmek için harcasa bile sağlığını geri getiremiyor. O yüzden atalarımız boşuna dememiş AZICIK AŞIM AĞRIMAZ BAŞIM diye…
Filistin’de Gazze’de Suriye’de İdlib deki katliamlar ve Dünya savaşları, İslam ülkelerindeki fitneler, hatta insanlık tarihindeki savaşların temel sebebi dünya metaına, dayanıyor. Hâkimiyeti elinde tutan mal mülk ile şımarmış Kâfir topluluklar, bütün dünyadaki yer altı ve yer üstü zenginliklere sahip olmak için zayıf milletleri işgal ediyor.
Ülkemizin köy kasaba şehirlerinde, kardeşler arası miras kavgalarında, cinayetlere kadar varan, alacak verecek olaylarında, boşanmalarda, vesaire pek çok toplumsal olayın temelinde dünya malına karşı tamahın hırsın, insanın insanlık değerlerini kaybettirip, insanı adeta canavarlaştırdığını görmekteyiz. Bu durum devletlerarasındaki savaşta hâkimiyeti elinde tutan güçlü devletler için büyük canavar, toplum içinde de hiçbir hak hukuk tanımayıp, mazlumu ezen zalimlere de küçük canavar ifadesini kullanmış olsak herhalde yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Çünkü insandaki mala olan aşırı istek ve arzu onun insanlık değerlerini bozuyor, Artık bu kişi insanlıktan çıkıyor, başka bir yaratık oluveriyor. Ne hukuk tanıyor, ne kural, ne vicdan biliyor, Ne merhamet. Bildiği tek şey kendi menfaat ve çıkarları, Bu gün Zalim İsrail! Devlet olarak vahşi bir canavar değil mi? İşte bu yüzden Atalarımız rahat ve huzurun parada malda mülkte olmadığını hikmetli sözler ile AZICIK AŞIM AĞRIMAZ BAŞIM diyerek anlatmışlar, nasihat etmişlerdir.
Kuran-ı Kerimde Rabbimiz: Servet ve Oğullar dünya hayatının süsüdür. Kalıcı olan iyi davranışlar ise, Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha layıktır.(Kehf:46) Mal ve Çocuklarınızın sizin için birer imtihan olduğunu ve büyük mükâfatın Allah katında olduğunu biliniz (Enfal:28) Peygamberimiz ( S.A.V) "Her Ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi de maldır" buyurarak malın toplumsal hayatta şiddetli bir fitne olup huzuru bozduğunu bizlere beyan etmiştir.
Öyleyse değerli kardeşlerim! Mutluluk ve huzur, ne parada, ne pulda, ne malda, ne mülkte, mutluluk ve huzur, zikirde duada şükürde kanaatte, Allah’a Allah’ın dediği gibi kul olup, onun huzuruna selim bir kalple varmakta, mal mülk servet hepsi dünya hayatının oyun ve eğlencesi, hani demişler "Malda yalan mülkte yalan al birazda sen oyalan" bunu derken çalışmayalım, zengin olmayalım, en iyisine binmeyelim en iyisini kullanmayalım, "Bir lokma bir hırka yeterli" gibi anlamayalım, dünya ve dünyalıklar bizi Allah’ın yolundan, ibadetten taaten alıkoymasın, para kalpte değil cepte olsun, şeytan bizi fakirlik ve yoksulluk ile korkutmasın, yine şeytan bizi dünya hayatının malı mülkü serveti ile oyalayıp esas ödev ve sorumluklarımızı unutturmasın. Bu Dünyada da Ahirette de başımız ağrımasın. Rabbim bizlere huzur ve mutluğun reçetesini Rad suresi 28. Ayette ne güzel açıklıyor. Bunlar iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.
Selam ve dua ile..