Adına, güya modern çağ denilen, bu karanlık asırda, dünyadaki devletler, ülkeler, beldeler, şehirler, inanan inanmayan milyonlarca insan, nimetler içinde yüzerken, Gazze’de Zalim İsrail’in katliamına terkedilmiş, kadın, kız, çoluk, çocuk, binlerce insan, açlıktan ölürken, binlerce insanda, açlıktan dolayı, ölümle pençeleşirken, bütün dünya devletleri, İslam beldeleri yöneticileri, idarecileri, halkları bu mezalimi çaresiz bir şekilde film seyreder gibi seyrediyor. Bu durum, bütün dünya insanlığının şahsiyetinin onur ve gururunun dibe vurmuş halidir.

Gazze; Özelde, İslam âleminin, her bir İslam beldelerinin, hatta her bir Müslümanın sınavı olduğu gibi, genelde bütün insanlık âleminin sınavıdır. Zaten yaşadığımız dünya bir imtihan yeri değil midir. ‘’Rabbimiz hangimizin daha güzel amel işleyeceğimizi denemek ve sınamak için ölümü ve hayatı yarattı’’(Mülk:2)

İslam ümmeti, Bu acı ve azdırap içinde, Rahmet ve mağfiret ayı Ramazana nasıl girecek, Mescid-i Aksa esaret altındayken, Kudüs boynu bükük mahzun bakarken, Katil İsrail; Mübarek gün, gece, ay, Ramazan, Bayram demeden Gazze’de katliama devam ederken, babalar çocuklarının cesetlerini poşetlere doldurup toprağa verirken, çocuklarının cesetlerinin başında anaların ahı- figanı, feryadı göklere çıkarken,6 yaşındaki bir kız çocuğu, tenceredeki yemek artıklarını parmakları ile sıyırıp karnını doyurmaya çalışırken, çocuklar, sokaklara caddelere dökülen unları cebine doldurmaya çalışırken, Müslümanlar, onlarca çeşit yemek ile nasıl iftar edecek, tatlısından tuzlusuna nasıl iftar sofralarını süsleyecek, nasıl sahura kalkıp, nasıl iftar edeceğiz, Bir günde Gazze’de 300-400 Müslüman şehit edilirken, nasıl güler, nasıl eğlenir, nasıl yer, içer, gezer dolaşırız, anlamak mümkün değil.

Mal, Mülk ve servet ile şımaran, nefislerinden başka ilah tanımayan dünya zalimleri ve kâfirleri, güçlerini birleştirerek bütün dünyada Müslüman avına çıkmış durumda, Filistin Gazze, Suriye Halep İdlib, Arakan, Doğu Türkistan, Türkiye dâhil ehli-sünnet itikadına haiz bütün İslam beldeleri ateş hattında olduğunu, her birimiz bilmek zorundayız. Artık dünya iki kutba ayrılmış durumda, bir tarafta Müslümanlar, diğer tarafta Müslüman ve İslam düşmanları.

Filistin’de Gazze’de, İslam coğrafyasının her bir köşesinde mazlum kardeşlerimizin sınavı, ölümle şehadetle, açlıkla yoklukla devam ederken, onlar bu musibetin Allah’tan geldiğine, dönüşün Allah’a olacağına iman ederlerse ve ediyorlar sınavı kazanmış olurlar. Bizim sınavımız da varlıkla, mazlum kardeşlerimize maddi manevi yardımcı olmakla, onlara dua etmek, onların çektiği acı ve ıztıraba sıkıntıya üzülmek, mahzun olmak, dertlerini paylaşmak, zalimlerin zulmünü duyurmak, kâfirlerin ürettiği malları ürünleri kullanmamak, boykot çağrısına kulak vermek, duyarlı şahsiyetli, bir Müslüman olup, Allah yolunda canımızla malımızla mücadele edersek bizde sınavı kazanmış oluruz.

Hilafetin kaldırılması ile İslam âleminin başını koparıp her bir İslam beldelerini özgürlük, hürriyet, insan hakları vaadi ile tesbihin boncukları gibi param parça ederek işgal eden Yahudi ve Hıristiyanlar daha çok sömürmek, daha çok insanları kendilerine köle yapmak için gece gündüz çalışırken, güçlerini birleştirirken, biz Müslümanlar yatarsak, akletmez, düşünmez, Rabbimize karşı, kardeşlerimize karşı, sorumluluk ve vazifelerimizi yerine getirmez, bir olmaz, birlikte olmaz, kardeş olmazsak, kâfirlerin oyununu bozmazsak, geçici dünya hayatına aldanıp, heva ve hevesimizin peşinde koşup, ölüm ve ölümden sonraki hayatımızı unutursak, Allah korusun sınavı kaybetmiş oluruz. Rabbim! Hepimizi akleden, düşünen, bir olan, beraber olan, kardeş olan, dünya sınavını kazanan kullarından eylesin. Selam ve dua ile…..