yazar-2
Haftada bir vanaları kapatın!
Ankara’da bugün başlayacak su kesintilerini duymayanımız kalmadı. Sırada İstanbul var… “Küresel ısınma” sonucu ortaya çıkan buharlaşma nedeniyle Türkiye geneline yayılan bir “kesinti kampanyası” başlarsa, “Konya’nın yetecek suyu var, kesinti olmaz” diyen KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Sorgun bey de bu kampanyaya katılacağımızı ilan ederse bir gün, sakın şaşırmayın.
Bazı odalar ve sivil toplum kuruluşlarının kendilerine göre önlemlerini aldığını; evlere, camilere, umumi hamamlara güğüm güğüm su taşındığını görüyoruz ekranlarda. Düşenin halini ancak düşen bilir. SHP’li Nurettin Sözen’in başkanlık yaptığı zaman İstanbul’da yaşayanlar varsa çekilen sıkıntıları bilirler. Haftada ancak bir ya da iki gün su verilebilirdi. Üstelik bugün dünyayı yakıp kavuran “küresel ısınma” kimbilir hangi gezegende tatil yapıyordu. 'Daha yetecek' denilen suyun süresini daha da uzatmak için kesintiye gidilebilir. İstanbullu 5 gün susuzluğu çekmişse Konyalı da bir iki gün bu sıkıntıya katlanabilir. Zor bir fedakarlık tavsiyesi ama bazen gerekebilir.
Cumartesi günü edebiyat yapmayı meslek edinmiş insanların bir araya geldiği TYB’de “Edebiyat Yapmıyoruz: Suyumuz Tükeniyor” başlıklı bir toplantı vardı. Değerli hocamız Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, belge, grafik ve resimlerle vahameti ortaya koyan aydınlatıcı ve derinlikli bir konuşma yaptı. Geçmiş yıllardaki milimetrik yer altı suyu azalmalarının artık metreler halinde olduğunu, vatandaş tedbirlerinin kısmen tehlikeyi önleyebileceğini ancak bu işe devlet olarak el atılması gerektiğini söyledi. Yeni kabinede “Su Bakanlığı”nın mutlaka olmasını istedi.
Su konusunda yeniden düşünmeye, planlamaya ve suya büyük yatırımlar yapmaya duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında Su Bakanlığı'nın acilen kurulması gerekiyor. Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün de geçen yıl bu talebi içeren bir mektup yazmıştı Başbakan’a…
Kurulacak bakanlık toplam su varlığının ne olduğu, bu suyun nasıl daha ekonomik kullanılabileceği konusunda yapılacak yatırımları yeniden ele alması bakımından önem taşıyor. Sayın Nalbantçılar, Saddam sonrası kurulan Irak’ta bile Su Bakanlığı’nın bulunduğunu hatırlatırken, biz de AB sürecinde önemli bir dönüşüm yaşayan Türkiye’nin bu konuda beklenen düzenlemeleri yapmakta neden geç kaldığını düşünüyorduk.
TYB’nin sıcak ve samimi havasında toplantılar, konferanstan çok sohbet havasında geçtiği için, tasarruf tedbirleri kapsamında haftada bir iki gün de olsa kesintiye gidilmesinin ne gibi sonuçları olacağı da gündeme geldi. Suyun yokluğunda daha çok kıymetinin bilineceğini düşünen bazı dinleyenler, Ahmet Sorgun beye gıyabında “Haftada bir vanaları kapatın” çağrısında bulundular.
Ahmet Sorgun beye yapılan bu çağrıya ben de katıldım. KOSKİ Abone’de ibadet aşkıyla çalışan İlahiyatçı dostumuz Hüdaverdi Yavuz’un, hangi günlerde kesintiye gidilip gidilmeyeceği konusunda yaptığı teolojik analiz, konuya mizahi de olsa farklı bir yorum getirmesi açısından önemliydi.
Velhasılı taştan ve ağaçtan yapılmış yalaklardan kana kana su içen köylünün geçim kaynağı, hayvanların tüketemediği suyun sonunu biz getirdik. Çocukluğumuzda bıçkı tozu ya da kavak kabuğu taşıyan arabalı atların Aksinne’de, Pirebi’de, çeşme başında soluklandıklarını dün gibi hatırlarım. Arabacıların ıslığıyla keyiflenen ve dinlenen yorgun atlar, su içtikten sonra daha hızlı koyulurlardı yola. Yavaş giden arabaların arkasına atlayanlar, atlayamayanların “arkaya gamçı” haykırışlarıyla kırbacın sesini önce kulaklarında sonra sırtlarında duyardı. Atların uğramaz olduğu çeşmelerin yalakları önce betonla dolduruldu, sonra o çeşmeler kayboldu.
Hatıra defterinde hepimizin suya dair güzel notları var. Ya çocuklarımızın? Onların da 700’den fazla suyu akan sokak çeşmelerinde geçen anıları olacak mutlaka, bizimki kadar olmasa da…
Kimse bugün olanların sorumlusunu başka yerde aramasın. Sen, ben, hepimiz sorumluyuz. Bir gün musluklardan “tıss” sesini duyarsanız, kimse Ahmet Sorgun beye çıkışıp “ne diye kesiyorsunuz?” diye sormasın…
Büyükşehir olduğumuz belli olsun diye sembolik de olsa haftada bir gün vanaları kapatsın Ahmet abi… Dördüncü, ondördüncü katlara asansörlerle bidon taşısın insanlar… Suyun kıymetini anlamayan o zaman anlasın… Anlayan da sabır sınırını zorlasın…
Sabırla yapılan dualar yükselirse arşa; suyumuz da çoğalır…