A.Cenap Kendi
İstanbul'un fethi ve bir anı
İstanbul’un fethi sırasında Savaşlar devam ederken büyük kumandan FATİH SULTAN MEHMET Han, hocası AK ŞEMŞETTİN hazretleri ile secdeye kapanıp TEFEKKÜR halinde iken YÜCE MEVLAYA şu şekilde yalvarıp iltica eylemişler.
“Yarabbi, bu zamanın Kutb’u mubarekesi hangi Veli ise bize yardıma gönder” diyerek sabaha kadar göz yaşı dökmüşler .
O devirde “ÜBEYDULLAH AHAR isimli bir Veli zamanın kutbu imiş. O anda Semerkant’ta bulunmakta iken manevi davetten sinyal alır. Günlerden Perşembe. Öğleden sonra yanındakilere buyurur ve Atımı çabuk getirin” der. Atına biner binmez Semerkand’ın gün doğusuna doğru gider ve hemen kaybolur.
Aynı günün akşamı Semarkand’a tekrar döner. Nereye gidip geldiğini soran talebelerine buyurur ki, “Büyük Türk Sultanı Padişah Muhammet Han , (ki bu zat Fatih Sultan Mehmet) Küffar ile çok büyük bir savaşta idi. Yüce Allah’ın izni ile benden yardım talep edildi. Onun için vakit kaybetmeden hızla oraya gittim. Savaş yerine ulaştım. ZAFER MÜYESSER oldu. Hakkın izni ile de geri döndüm” der.
İşte bu büyük zatın oğlu ABDÜLHADİ hazretleri babasının ölümünden sonra o günün anısı için bakınız ne diyor.
Yıllar sonra ben İstanbul’a gittim. Fatih Sultan Mehmet Han’ın oğlu Sultan Beyazıt Veli hazretleri Osmanlı Padişahı idi. Beni Devlet hanesine çağırttı. babam Ubeydullah Ahhar’ın şeklini, şemailini kılık kıyafetini ve biçimini sordu. Ben tarif ettikçe o tasdik ediyordu. Babamın beyaz bir Atının olup olmadığını sordu. Evet vardı dedim. O zaman Beyazıt Han hazretleri bana şunları anlattı .
“ Babam Muhammet Han ‘ FATİH SULTAN MEHMET ‘ bana anlattı ki , İstanbul’un fethinde savaşın en şiddetli anında Hocam Şemşeddin ile birlikte dua halinde iken Allah indinde zamanın kutbundan yardım talep ettik . O gün (FETİH GÜNÜ ) Savaşın en şiddetli ve en müthiş anında idi. Nurani bir zat anıdan yanıma geldi ve buyurdu ki ( HİÇ KORKMA. YARDIMINIZA GELDİM) DEDİ. Mubarek zat beyaz bir Atın üzerinde idi. Düşündüm ki işte zamanın kutbu bu zat idi. Ey efendim dedim, Asla Savaştan korkmuyorum lakin düşman Askeri sayıca bizden bir hayli fazladır.
Ben böyle söyleyince mübarek zat beyaz atının üzerinden eli ile ileriyi gösterip “Şuraya bak “buyurdu. Baktım. Ordularımın önünde bir Ordu daha hasıl olmuş. Gözlerimle gördüm. Hepsi yeşil sarıklı hepsi beyaz elbiseli idi. Öyle müthiş savaşıyorlardı ki ortalık GÖK gürültüsü gibi idi . Bu Ordunun VELİLER ORDUSU olduğu belli idi.
Mübarek zat bu Orduyu gösterip, işte bu Ordu ile geldim senin yardımına. Dedi …Ve ilave etti şimdi sen şu tepenin üzerine çık Ordularına hücum emri ver dedi.
Tepeye çıktım Ordularıma hücum emrini verdim. Görülmedik bir kahramanlık sergileniyordu Bir anda hezimete uğradı Kafirler.
Kaleye baktım Bayrağımız dalgalanıyordu.
RUHUNUZ ŞAD OLSUN. Bu günlere bizleri getirdiğiniz için …