Gözyaşı kuruluğu, gözyaşlarının yeterli miktarda üretilmemesi veya gözyaşlarının hızla buharlaşması sonucu göz yüzeyinin yeterince nemli kalamaması durumu olarak tanımlanır. Bu rahatsızlık, batma, kaşıntı, kızarıklık ve görme problemleri gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Göz kuruluğu, genellikle çevresel faktörlerin etkisiyle daha da şiddetlenebilir.

Kış Aylarında Göz Kuruluğunun Artma Sebepleri

Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Hülya Gökmen, özellikle soğuk hava, düşük nem oranı ve kapalı alanlardaki ısınma sistemlerinin göz kuruluğunu artırabileceğini belirtti. Kışın soğuk havalarda göz yaşarmasının, gözün kendini korumaya yönelik savunma mekanizması olarak ortaya çıktığını ifade eden Gökmen, "Soğuk havaya aniden çıkıldığında, gözdeki sinirler uyarılır ve refleks olarak gözyaşı üretimi başlar. Ancak bu durum, aşırı göz sulanması ve rahatsızlık hissine yol açabilir" dedi.

Mevsimlerden Bağımsız Olarak Göz Kuruluğu

Prof. Dr. Gökmen, göz kuruluğunun sadece kış aylarında değil, mevsimlerden bağımsız olarak da ortaya çıkabileceğini söyledi. Hava kirliliği ve düşük nem oranının, göz kuruluğu olan hastalarda şikayetleri artırabileceğine dikkat çeken Gökmen, "Kaloriferle ısıtılan evlerde nem kaybı yaşanır. Bu durum, göz yüzeyinin nemini olumsuz etkileyerek kuruluk belirtilerini artırabilir" şeklinde uyarıda bulundu.

Göz Kuruluğuna Karşı Alınabilecek Basit Önlemler

Kış aylarında göz kuruluğunun şiddetlenmemesi için bazı basit önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Gökmen, şunları önerdi:

• Nemlendirici Cihazlar ve Su Kabı Kullanmak: Evlerde kaloriferin üzerine su kabı koymak veya hava nemlendirici cihazlar kullanmak, ortamın nemini artırarak göz kuruluğunu engelleyebilir.
• Koruyucu Gözlük Kullanmak: Rüzgarlı havalarda koruyucu gözlük takmak, gözleri hem rüzgarın hem de toz partiküllerinin etkilerinden korur.
• İyi Beslenme ve Su Tüketimi: Göz kuruluğu yaşayan kişiler, bol su içmeli ve dengeli beslenmelidir.
• Ekran Süresini Azaltmak: Uzun süre ekran başında kalmaktan kaçınılmalı ve klimalı, kapalı ortamlarda geçirilen süre sınırlanmalıdır.