Koacaalan yaylası'nda düğün

Kocaalan yaylası, Taşeli Platosunun en batı ucunda, Alanya yörüklerinin yaz aylarında çıktıkları bir yayla. Güneydoğusundaki Gevne Vadisi, kuzey batısındaki Dedemli, Gezlevi gibi saklı cennetlere karşılık tam bir bozkır görünümünde. Çevresindeki Çeki, Goca Soyka ve Sınat Tepelerinin arasında kalmış kocaman bir kar çukuru görünümünde.

aprscan0051.jpg

Bu yaylaya geçtiğimiz yıl Geyik Dağından dönerken uğramış, Musa Aydın’ın evinin önünde biraz dinlenip çay içtikten sonra yolumuza devam etmiştik. Musa’nın kızı Tuğba demlemişti çaylarımızı. Tuğba oldukça heyecanlıydı, güz yaklaşıyordu ve ilk güzde düğünü olacaktı.

aprscan0484.jpg

Aslında bu bozkıra yıllardır gelirim. Dedemli’nin, Dereiçi’nin yaylalarında epeyce dostum var. Aşağı Hadim’in Yellice yaylasında da öyle.

Kocaalan yaylasına yakın bir yerde konaklayan göçer Boz Ali’nin düğününe de gelmiştim. Bozkırın en susuz noktasına kurmuştu çadırını. Bu yüzden su ihtiyacını yirmi kilometre aşağıdaki Gevne çayından karşılıyordu.

aprscan0533.jpg

Bu kere Hacıali’nin kızı Emine’nin düğünü için Kocaalan yaylasındaydım. Bu kere yanımda Almancı arkadaşım Fatma Akın vardı. Almanya’dan izinli gelmiş, yaylaları görmek istiyordu.

Yörük düğünlerinde gelenektir, konuk gelince ilkin sofraya buyur edilir. Alanya’lı aşçı Mustafa Korkmaz’ın hazırladığı nefis yemekleri yedikten sonra dostların arasına karıştım. Bizim köylerde eskiden nohut yemeği ikram edilirdi. Bu yaylada da aynısını görmek hoşuma gitmişti. Yaylaya geldiğimi duyan Fatoş cadım koşarak geldi yanıma. O ve babası Hasan Gevne sırtlarında kötü bir kazadan kurtarmışlardı bizi. Fatma’yı yanımıza alıp Musa Aydın’ın evine geçtik. Bir yıl önce bize çay ikram eden Tuğba hemen hatırladı. Ayran bardakları kondu önümüze.

img_5642.jpg

Hacıali çevresinde sevilip sayılan bir insan olduğu için düğünün bunca kalabalık oluşuna şaşırmadım. Cumartesi sabahı başlayan yemek ikramı pazar günü Emine kızı uğurlayınçaya kadar devam etti.

Düğün gece yarısına kadar sürdü.Kına yakımından sonra Hacıali ile Emine’nin türkü söylemeleri epeyce hüzünlendirdi insanları.

Gece Beyreli’de Hasan Yüksek ile kızı Fatoş cadımın konuğuyduk. Bütün yörük kızları gibi hünerli Fatoş cadım da. Sabah kahvaltısında bir kere daha gösterdi bunu.

Pazar günü Beyreli’de şenlik vardı, Mustafa Yıldızdoğan söyleyecekti ama biz şenliği boşverip yine yaylaya çıktık.

Yayla evlerinin önündeki düzlük sabahın erken saatlerinde dolmaya başlamıştı. Genellikle iki gözden oluşuyor yayla evleri. Birinde eşyaları bulunuyor ötekinde yatıyorlar. Birer ikişer söğüt ekmişler evlerin önüne. Kar çukurunun ortasındaki bu yeşillikler bir vahadaymış hissini uyandırıyor insanda.

Emine kızı uğurladıktan sonra bizede dönüş yolu gözükmüştü.

aprscan0621-001.jpg

Düğüncülerden bir arkadaşın arabasıyla ilkin Beyreli’ye gidecek oradan Hadim’e geçecek, Konya’ya dönüş için dolmuş bekleyecektik. Beyreli’ye varmadan bir pazarcı arabası denk geldi. Sağolsunlar bizi arabaya aldılar pazarcı gençler. Çok öfkeliydi ikisi de. Şenlik hayli kalabalık olmasına rağmen yakıt parasını bile çıkaramamışlar. Aç ve siğarasız kalmışlar. Sarıoğlan’na vardığımızda sanırım kendilerini cennete düşmüş gibi hissetmişlerdir.

Emine kız Ermenek’e gelin gitti, mutluluk dilerim ona.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.