Fzt. Nurullah Ertuğrul

Fzt. Nurullah Ertuğrul

Skolyozda (Omurga Eğriliği) Fizyoterapi

Sayın okurlarım bu hafta çevremizde de sık olarak gördüğümüz ve duruş bozukluğu şeklinde kendini belli eden Skolyoz (Omurga Eğriliği) konusuna değineceğiz. Skolyoz terimi ilk olarak Hipokrat tarafından tanımlanmıştır ve eğrilik anlamına gelmektedir. Frontal düzlemde aynı hizada olması gereken vertebraların(omurların), herhangi bir nedenle dizilimlerinin bozulmasına ve ayakta çekilen direkt röntgenlerde Cobb açısı (skolyoz açısını ölçen açı) ile ölçülen 10° ve üzerindeki lateral (sağ/sol) eğrilikler skolyoz olarak tanımlanmaktadır.

Skolyozun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte toplumda görülme sıklığı yüzde 2-4 arasında seyretmektedir. Vakaların büyük çoğunluğunda skolyozda eğrilik seviyesi düşük seviyededir ve tedaviye ihtiyaç duymaz veya çoğunlukla fark edilmez. Skolyozun iki çeşidi vardır. İlki fonksiyonel skolyozdur. Bu doğuştan gelmeyen sonradan alışkanlıklara bağlı ortaya çıkan tiptir ve aktif, pasif egzersizlerle düzeltilebilir. İkincisi yapısal skolyozdur. Doğuştan ortaya çıkan hastalık ve travmalar sonucu ortaya çıkan tiptir. Aktif hareket veya pozisyonlamayla iyileşme mümkün olmaz. Doğuştan olan tipte çocuğun doğumundan itibaren doktor ve fizyoterapist hastayı kontrol altına alır, ilerlemenin her aşamasından haberdar olurlar. Bizim günlük yaşantımızda sıklıkla karşılaştığımız skolyozlar daha çok 10’lu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni tam olarak belirlenemeyen (idiopatik) skolyozlar ile doğuştan skolyoz’dur. Skolyozda omurgadaki eğrilik ‘’C’’ harfi şeklinde tek bir eğrilik olarak ya da ‘’S’’ harfi şeklinde iki eğri olacak şekilde ortaya çıkabilir. ‘’S’’ şeklindeki omurga Eğriliği her yaşta görülmekle birlikte ergenlik yaşına kadar teşhis edilemeyebilir.

Küçük yaşlardan itibaren bir çocuğun postüral alışkanlıklarının belirlenmesi skolyoz mekanizmasını etkiler. Örneğin çocuğun yazı yazarken ki eğik duruşu, çantayı tek taraflı taşıması, ortopedik ayakkabı giymemesi, dengesiz ağırlık taşıması çocuğun omurga gelişimini etkileyip eğrilikler ortaya çıkarır.

Her evebeyn çocuğunu 6 ayda bir üstünü çıkartıp gözlemlemelidir. Bir omuzun öne doğru, daha yüksekte ve ileride olması, omuz ve kalçaların aynı hizada durmaması, arkadan bakıldığında, kürek kemiklerinden birinin, daha belirgin ve çıkıntılı olması, bir bacağın diğerinden daha uzunmuş gibi görünmesi, gövde ve göğüs kafesinin bir yana kaymış gibi gözükmesi, çocuk öne doğru eğildiğinde gövdenin bir tarafındaki kaburgaların, diğer tarafa göre daha yüksekte kalması, çocuğun belinde veya sırtında asimetri olması gibi durumlarda ortopediste gidilmelidir.

Tedavinin başarısını direk etkilediği için skolyozun erken tanısı çok önemlidir. Skolyoz teşhisinde iyi bir tıbbi öykü ve fizik muayenenin yanı sıra, tüm omurgayı içine alan görüntüleme yöntemleri gerekir. Ayakta iken tüm omurga ön, arka ve yan grafilerde eğrilik açısı ölçülmelidir. Skolyoz derecesini ölçen bu açıya Cobb açısı denmektedir. Bir de skolyometre denilen bir yöntem teşhis için kullanılır. Skolyoz’da önemli olan eğrilik kadar eğriliğe eşlik eden rotasyonun (dönmenin) derecesinin belirlenmesidir. İşte skolyometre skolyoz açı derecesinden farklı olarak bize bu dönüklüğü gösterir. Düz filmlerin yanı sıra MR, tomografi gibi yöntemler de tanı ve ayırıcı tanıda kullanılmaktadır.

Tanı konulduktan sonra hastanın tedavsine başlanmalıdır. Tedavide hastanın yaşı, skolyoz tipi, pulmoner ve radyolojik değerlendirmeleri oldukça önemlidir. Hastanın bu değerlendirmelerinde pulmoner fonksiyonel değerlendirmesi oldukça önemlidir. Skolyozlu hastaların ölüm nedeni genellikle vertebralardaki eğrilik değil kardiopulmoner yetmezliktir. Hastanın kardorepituar fonksiyonları değerlendirilmeşi ve uygun tedaviler buna göre değerlendirilmelidir. Hastanın radyolojik değerlendirmesi de oldukça önemlidir. COBB ve Cobb-Lippman yöntemleri ile hastanın eğrilik açısı belirlenip hastaya ona göre bir tedavi planı oluşturulur.

Hastamızın eğer eğrilik açısı 20 dereceden az ise hasta konrol altına alınır. Fizyoterapiste başvuru yapılır. Fizyoterapistlerin amacı skolyozda; postürü düzeltmek, esnekliği artırmak, kas ve dengesizliği düzeltmek ve solunumu düzeltmektir. Bunun için hastaya çeşitli egzersizler verilir. Eğer eğrilik derecesi 20-40 derece arasında ise hastaya hem egzersiz hem korse tedavisi verilir. 40 dereceyi aşan eğriliklerde ise cerrahi gerekir.

Özetlemek gerekirse skolyoz günümüz dünyasında her 10 kişiden 7’sinde görülen yaygın bir bozukluktur. Düzenli ve dikkatli bir egzersiz programı, alışkanlıkların değişmesiyle aşılabilecek bir durumdur. Skolyoz her zaman ilgi çeken ve çözümü olan bir hastalıktır. Tedavisinde mutlaka biz fizyoterapistlere danışıp tedavi olmanızı önermekteyim.

Saygılarımla.

Fzt. Nurullah Ertuğrul

instagram.com./fztnurullah

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.