yazar-8
Uykum Varrrrrrrrrr!
Yaz günü her zamanki gibi yatma saati gece ikileri buluyor. Hadi biz uyumuyoruz, çocuklar da uyumuyor. Sabahları da yataklarından kaldıramıyorsun, tabii ki çocukları. Büyükler şıp diye kalkıyor. Hadi kızım kalk, oğlum bak saat kaç oldu, çocuk kafasını şöyle bir kaldırıp Uykum var! diyerek bir yanını değiştiriyor, uyumaya devam.Hani yaz günü okullar tatil, dışarılarda son iki haftadır felaket bir sıcak, bırakıyorsun yatıyor.Gece ikilere kadar uyumayan bizler sabah saatlerinde başlayan iş temposu ile hayata giriyoruz. Öğleye kadar tempo çok iyi giderken, birden bir uyku bastırıyor ki sormayın. Biri gelse gitse diye gözüne bakıyorsun, telefon çalmasa diye bekliyorsun derken uyku iyice sallamaya başlıyor. Uyumakla uyumamak arasında öyle bir gidip geliyor ki, insan camdan avazı çıktığı kadar Uykum varrrrrr! diye bağırmak istiyor. Tabii dışarıdan biri de Yat uyu kardeşim, ne bağırıyon derse, verecek cevap da bulamayabiliriz.Bir gün böyle düşünürken koltukta uyuya kalmışım. Ben pek rüya görmem, ama o gün öyle bir rüya görüyorum ki, hayretler içerisindeyim. Ereğlide yazacak olumsuzluk bulamıyorum. Hükümet Konağına gidiyorum, işler o kadar düzenli, herkes birbirine saygılı, memurlar güler yüzlü, vatandaşı memnun etmek için çırpınıyor. Tapu dairesinde şikâyet kalmamış. Sosyal yardımlaşma gerçek ihtiyaç sahiplerinin hizmetinde, Milli Eğitim tamamen değişmiş ve bütün gücünü eğitimin kalitesini artırmaya sarf eder, çocuklarımızın en iyi eğitimi alması için çaba harcar vaziyete gelmiş. Dedikodular kalkmış ortadan. Kaymakamlık, devletin yüklediği görevleri yerine getirmenin huzurunu yaşarken vatandaşlarla devlet arasında köprü olmanın inceliklerini uygulamaya koymuş. Belediyemizin çalışmaları dünya klasmanlarında yarışır olmuş, örnek belediyeler arasında ilk sırada yerini almış. Belediyemiz yerel yönetim anlayışını tamamen halka hizmet anlayışı üzerine kurmuş, bütün bu çalışmalar arasında Ereğli yeşile doymuş, güller arasında şirin bir ilçe değil, kentleşmesini tamamlamış bir şehir olarak karşımızda duruyor. Bu arada dışarıdan gelen gürültüler beni uyandırmaya çalışsa da rüyanın güzelliğine öyle kaptırmışım ki kendimi, uyanmak istemiyorum. Derken Ereğlide sivil toplum örgütleri öyle bir birliktelik sergilemiş ki, yaptıkları güç birliği ile Ereğlide yetişen ürünler dünya markası olmuş. Recep Konukun PANKOBİRLİK çatısı altındaki başarısını andırıyor gibi. Esnafı, çiftçisi, sanayicisi öyle mutlu bir şehir olmuş ki Ereğli, inanın rüyada bile inanası gelmiyor insanın. Ereğlide koltuk kavgaları, hırslar bitmiş, görevi hak edenler ve ona layık olanlar almaya başlamış, durum böyle olunca kalite yükselmiş. Seviyeli politikalarla Ereğli hak ettiği değerlere kavuşmaya başlamış. Ereğli özlemlerini yaşadığı birlikteliği yakalamış, istediği refah seviyesine gelmiş derken telefonun çalan zili ile bu rüyadan uyanıyorum. Telefonun diğer tarafındaki vatandaş soruyor, Ne olacak Ereğlinin hali? diye.Bu kadar güzel rüyadan sonra bu da sorulur mu arkadaş, ben ne diyeyim şimdi?