“Manşet”lik ölümler…

Bazı ölümler sadece gazetelerin üçüncü sayfasında yer alan vakayı adiyeden olaylar olarak zihnimizde yer alır.

Biz onlara hiç dikkat etmeyiz. Ya da dikkat etmediğimizi sanırız.

Oysa ki onlar “manşet”lik ölümlerin yolunu açan haberlerdir…

Üçüncü  sayfa haberlerinin bilinç altına yerleşmesidir “manşet”lik ölümler..

Ve bir gün bakarsınız çok ünlü birinin ölümüdür “manşet”teki.

Günlerce inmez manşetlerden.

Ölen gazetecidir, siyasidir..

Yorumlar yapılır, forumlar düzenlenir.

Kimisi “bizden” olduğu için, kimisi de “karşı”dan olduğu için  bu “ölüm” e farklı bir anlam katar.

“Ülkeyi bölmek istiyorlar o yüzden öldürdüler”  diyenlerin yanı sıra, ülkedeki şiddet kültürünün bu tip suikastlara sebep olduğu sıkça dile getirilir..

Mesela, “makul insanlar çoğaldıkça bunun önüne geçebiliriz” der büyük gazetelerimizden birinin genel yayın yönetmeni bu tartışmaların birinde.

Oysa ki ülkedeki makullüğün yok olmasındaki en büyük müsebbibin kendi basın yayın organlarımız olduğunu düşünsek  ya biraz da...

İnsanları kışkırtan yayınlara izin veren sistemi sorgulasak..

Bu ülkede bir şiddet kültürü varsa, onun yaşama alanını oluşturanlar  bir parça da bizler değil miyiz..

Sorumsuz yayıncılık anlayışımız sayesinde “psikopata bağlanmış” bir nesil yetişti.

Başarıya, şöhrete ulaşmak için her şeyin mubah olduğu bir dünya anlayışını yerleştirdik..

Hrnat Dink’in ölümünün arkasında “büyük istihbarat örgütleri” olabilir, bunun böyle olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Hatta MİT’in geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarına misilleme bir “cinayet”  söz konusu belki de.

Kerkük konusunda  sıkıştırılmak isteniyoruz, büyük güçlerin büyük oyunları muhtemelen bunlar..

Ama silahı ateşleyenin psikolojisinde  bir kurşunla şöhreti yakalamak olduğunu da tahmin edebiliriz. Böyle birini ikna etmek için çok büyük çaba sarf etmeye de gerek yok.

****

Aslında ölüm tektir..

“Manşet”lik ya da “üçüncü sayfa”lık olduğu o kadar da önemli değildir..

Bir insan ölmüştür..

Sevenleri vardır.

Arkasında gözü yaşlı insanlar bırakmıştır.

Ancak biz bu şekilde sorumsuz, tahrikçi yayıncılık anlayışıyla hareket ettiğimiz müddetçe bunlar hep yaşanacaktır.

Yine pek çok insan ölümü  her gün gazetelerimizin üçüncü sayfalarında yer almaya devam edecektir.

Arada bir de, önemli bir kişinin “manşet”lik ölüm haberiyle sarsılacağız.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar